İsmail Boy yazdı: "Liderlerin benzerlikleri"
İsmail Boy'un yazısı: Sovyetler Birliği döneminde Yalta veya Soçi’ye tatile giden Rus aileleri denizde çocularının fazla uzağa gitmesini engellemek için “Çok açılma sonra Türkler kapar seni” diye korkuturlardı.
Aynı dönemlerde Türkiye’de de durum çok farklı değildi. Türk halkı “Rus” kelimesi ağızlara almasın diye, o güzelim “Staliçnıy Salat” halk arasında “Amerikan Salatası” diye anılır olmuştu.
Birbirine bu kadar uzak durmaya çalışan iki ülke insanları arasında bugün yerini; Rusya’da yaşayan 100 bin civarında Türk ile Türkiye’de yaşayan 50 bin civarında Rus insanı almış durumda.
Aradaki bu soğukluğun ve uzaklığın ortadan kalkmasında o dönemin iki ülke liderinin çok büyük katkısı olmuştur.
SSCB’nin başındaki Mihail Gorbaçov Türkiye ile olan ilişkilerinde, sattıkları doğal gazın karşılığının büyük kısmının mal ve hizmet olarak ödenmesini kabul etmiş ve bu sayede Rus halkı Türk tüketim malları ve şnşaat hizmetleri ile tanışma fırsatını bulmuştu.
Rahmetli Turgut Özal da dışişleri bürokratlarının şiddetli itirazlarına rağmen Rusların Türkiye’ye rahatça gidip gelebilmeleri için vizeyi tek taraflı olarak kaldırmıştı. Özal o dönem yaptığı savunmada şunları söylemişti: “Yahu bırakın adamlar rahatça gelsin, bu gelişlerinde alacakları mallar sonuçta bizim mallarımız olacak üstelik bu güzel Rus kızları ile bizim Türk erkekleri tanışırsa belki ileride evlilikler olur, neslimiz daha da güzelleşir" demişti.
Aslında bu iki lider de birbirlerine çok benziyordu, aynen günümüzdeki iki liderin birbirlerine benzediği gibi,
Mihail Gorbaçov, yumuşak karekterli, yapıcı, kitap yazacak kadar iyi bir entelektüel, yeniliklere açık bir liderdi. Rahmetli Turgut Özal da benzer yapıdaydı. O da analitik düşünen, dünyayı yakından takip edip izleyen, gelişmelere ve yeniliklere açık, teknolojiye yatkın, okumayı seven bir lider profili çiziyordu.
Günümüzde iki ülke liderlerine baktığımızda ise geçmişteki bu iki lider ile taban tabana zıt ama birbirlerine çok benzer yapıda iki insan görüyoruz. Putin de, Erdoğan da, otoriter, kendi doğrularından taviz vermeyen, tutucu, muhafazakar, sert yapıda iki insandır.
24 Kasım 2015 tarihinde Rus uçağının düşürülme olayı Türk insanını da Rus insanını da çok yakından etkilemiştir. Ne yazık ki; iki ülke yöneticileri ve medyasında yer alan konuşmalar ve haberler ülke insanlarının birbirlerine karşı soğuk tavır almalarına neden omuştur.
Bu durumu düzeltmek sadece zamana değil, biraz da “yelkenleri yavaşça indirip” karşı tarafın günlünü alacak söylemlere bağlıdır. Oysa her iki ülkenin başında da halk deyimi ile “Burunları düşse, eğilip yerden almayacak” kadar gurur meselesi yapmış yöneticiler mevcut.
İhtilaflı olması halinde taraflardan birinin biraz alttan alıp fedakarlık yapması gereken durumları anlatan güzel bir Rus atasözü var: “Dağ Muhammed’e gelmezse, Muhammed dağa gelir. ” Şimdi bekleyelim bakalım, bu olayda o adımı kim atacak?
18.12.2015
Реклама