Rus Yargıtayı'ndan yabancılar için sıradışı 'sınırdışı' yorumu
Rusya Yargıtayı, yabancıların Rusya vatandaşlarıyla aile bağlarının göç yükümlülüklerini ortadan kaldırmadığını vurgulayan yeni bir hukuki yaklaşım ortaya koydu. Nezavisimaya Gazeta'nın haberine göre mahkeme, Rusya vatandaşlarıyla evliliklerin yabancıları idari sorumluluktan muaf tutamayacağını belirterek, özellikle yasa ihlallerinde kamu yararı ilkesinin dikkate alınmasını istedi. Karar, alt mahkemelere göç ihlallerini değerlendirirken daha geniş bir takdir alanı tanırken, aynı zamanda kamu yararının ailevi gerekçelerden üstün olduğu mesajını verdi.
Gazete, bu yaklaşımı bir Tacikistan vatandaşının davası üzerinden örneklendiriyor. Söz konusu kişi, Rusya’daki yasal kalış süresini ihlal ettiği için 2016’da ülkeyi kendi isteğiyle terk etmesini öngören bir sınır dışı kararına tabi tutulmuştu. Ancak bu kararı uygulamak yerine Rus vatandaşı biriyle evlenerek adını ve soyadını değiştirdi. Şahıs 2025’te cezayı “aşırı sertlik” gerekçesiyle iptal ettirmeye çalışsa da alt mahkemeler başvurularını reddetti. Şahıs 2025 yılında yeniden başvuruda bulunarak "sınır dışı" kararının “aşırı derecede sert bir ceza olduğu” ve “aile hayatına müdahale ettiği” gerekçeleriyle hükümsüz sayılmasını talep etti. Ancak hem alt mahkemeler hem de Yargıtay bu talebi reddetti. Kararda evliliğin ya da kimlik değişikliğinin göç yükümlülüklerini görmezden gelmek için gerekçe olamayacağı belirtiliyor.
Hukukçular, Yargıtay'ın yaklaşımının göç politikasındaki mevcut çizgiyi teyit ettiği kanısında. Avukatlar, “kamu yararı” ilkesinin mahkemelere göçmenlerin vergi geçmişi, gelir durumu, istihdamı, konut güvencesi ve genel hukukî uyumluluğunu değerlendirme sorumluluğu yüklediğini hatırlattı. Ancak bu kriterin belirsizliği nedeniyle uygulamada keyfi kararlar doğabileceği uyarısı yapılıyor. Yüksek yargı organlarının önceki kararlarında da aile bağlarının idari yaptırımları ortadan kaldırmadığı belirtilirken, bazı hukukçular yeni yaklaşımın alanı genişletse de hala yeterince net standartlar içermediği iddiasında.
İnsan hakları savunucuları ve hukukçular ise yeni yaklaşımın göç rejimindeki belirsizliği tamamen gidermediği görüşünde. Uzmanlar, mahkemelerin yoğun iş yükü nedeniyle detaylı sosyal incelemeler yapmasının zorlaştığını, bu nedenle “kamu yararı” ölçütünün kimi durumlarda sadece formaliteye dönüşebildiğini dile getiriyor. Ayrıca uygulamada uzun pasaport kontrolü beklemeleri, bürokratik engeller ve göçmenlere yönelik sert yaptırımların sürdüğüne dikkat çekiliyor. Bu nedenle, göçmenlerin bireysel durumlarının gerçekten dikkate alınmasını sağlayacak daha açık kriterlere ve kararların gerekçelerini şeffaflaştıracak düzenlemelere ihtiyaç olduğu ifade ediliyor.
2.12.2025

Реклама