Putin, Zelenskiy, Erdoğan... Trump'dan önemli açıklamalar
ABD Başkanı Trump, Politico haber kanalına verdiği demeçte Ukrayna krizinden Avrupa'nın kaderine, NATO'nun genişlemesine kadar önemli açıklamalarda bulundu. Gazeteci Dasha Burns’e konuk olan Trump’ın bazı sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
Avrupa’daki en kritik konulardan biri şu anda Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş. Ekibiniz, Putin ile Zelenskiy arasında çeşitli barış planı taslaklarıyla gidip geliyor. Şu anda hangi ülke müzakere masasında daha güçlü konumda?
Bu konuda hiç soru yok. Rusya. Çok daha büyük bir ülke. Asla olmaması gereken bir savaş. Açık konuşmak gerekirse, ben başkan olsaydım bu yaşanmazdı ve benim dört yılım boyunca da yaşanmadı. Bunun gelişini izledim ve “Vay canına, burada ciddi sorun çıkaracaklar” dedim. Ve başladı, İkinci Dünya Savaşı’na evrilebilirdi. Açıkçası şu anda muhtemelen öyle olmayacak. Fakat ben başkan olmasaydım, İkinci Dünya Savaşı’nı yaşayabilirdiniz. Bugünkünden çok daha büyük bir problem olurdu. Ama şu anda da büyük bir problem. Avrupa için büyük bir problem ve onlar bunu iyi yönetemiyor.
Dün gece, Zelenskiy’nin son öneriden memnun olup olmadığından emin olmadığınızı, hazır olmadığını söylediniz. Şükran Günü civarında, danışmanlarınızdan, bu işin tatil bitmeden sonuçlanabileceğini duyuyordum, ama hâlâ sonuçlanmış değil. Gecikmenin sorumlusu Zelenskiy mi, orada neler oluyor?
Teklifi okuyacak. Aslında bakarsanız, en son taslağı henüz okumadı. Bu, dünden itibaren geçerliydi. Belki gece boyunca okumuştur. Okusa güzel olurdu. Biliyorsunuz, çok sayıda insan ölüyor. O yüzden, gerçekten, okuyacak zaman ayırsa çok iyi olur. Kendi ekibi teklife bayıldı. Gerçekten beğendiler. Yardımcıları, üst düzey isimleri beğendi. Ama “Henüz okumadı” dediler. Bence okumaya vakit ayırmalı.
Sizce Ukrayna’nın seçim yapmasının zamanı geldi mi?
Evet, bence öyle. Uzun zaman oldu. Pek de iyi gitmiyor. Evet, zamanının geldiğini düşünüyorum. Seçim yapılmasının önemli olduğu bir dönem. Biliyorsunuz, savaşı seçim yapmamak için kullanıyorlar ama bence Ukrayna halkının bu seçimi yapma hakkı olmalı. Belki Zelenskiy kazanır. Kimin kazanacağını bilmiyorum ama uzun süredir seçim yapılmadı. Demokrasi diyorlar, ama bir noktadan sonra bu artık demokrasi olmuyor.
Pazar günü, oğlunuz Donald Trump Jr., bir muhabirin “Ukrayna’dan, deyim yerindeyse, çekilecek misiniz?” sorusuna yanıt verdi. Oğlunuz, “Bence çekilebilir” dedi. Bu doğru mu?
Hayır, doğru değil. Ama tamamen yanlış da değil. Bizim, yani onların oyunu kurallarına göre oynaması gerekiyor. Eğer anlaşmaları, potansiyel anlaşmaları okumazlarsa… Rusya ile iş yapmak kolay değil, çünkü Rusya üstün konumda. Hep de öyleydi. Çok daha büyükler. Bu anlamda çok daha güçlüler. Ukrayna’ya büyük saygı duyuyorum, Ukrayna halkına ve ordusuna cesaretleri, savaşmaları ve tüm bunlar için son derece büyük bir kredi veriyorum ama biliyorsunuz, bir noktadan sonra boyut genelde kazanır. Ve burada devasa bir boyuttan bahsediyoruz. Rakamları bir düşünün, rakamlar gerçekten çılgın. Bu asla olmaması gereken bir savaş. Ben başkan olsaydım asla olmayacak bir savaş. Çok üzücü, milyonlarca insan öldü, çok sayıda asker. Biliyorsunuz, geçen ay 27 bin asker kaybettiler ve bazı insanlar da Kiev ve diğer yerlere fırlatılan füzeler nedeniyle öldü. Ama ne kadar… ne kadar üzücü… insanlık için ne kadar üzücü bir şey. Biliyorsunuz, bu bizi etkilemiyor. Bizim ülkemiz artık para ödemiyor. Biden kısa süre önce onlara 350 milyar dolar verdi, inanılmaz derecede aptalca. Eğer bunu vermeseydi belki başka bir şey olurdu, ama Putin Biden’a hiç saygı duymadı.
Zelenskiy’ye de hiç saygısı yoktu, Zelenskiy’yi sevmedi, birbirlerinden gerçekten nefret ediyorlar ve sorunun bir kısmı da bu. Birbirlerinden gerçekten çok nefret ediyorlar ve böyle bir durumda anlaşma yapmaya çalışmak çok zor, çoğundan daha zor. Ben sekiz farklı savaşı sona erdirdim ve bu, dokuzuncusu olurdu. Bunun en kolayı olacağını söylerdim, ya da en kolaylardan biri olacağını. Otuz altı yıldır süren bir çatışmayı bitirdim. Pakistan ile Hindistan arasındaki krizi çözdüm. Çok sayıda savaşı bitirdim. Bununla gurur duyuyorum ve bunu oldukça düzenli, oldukça kolay yapıyorum. Benim için zor değil. Yaptığım şey bu. Anlaşma yaparım. Bu savaş zor. Nedenlerden biri, Putin ile Zelenskiy arasındaki nefret düzeyinin muazzam olması.
Ve haklısınız, para harcamıyorsunuz ama zamanınızı ve enerjinizi harcıyorsunuz. Artık durdurmak istiyorum, insanların öldüğünü görmekten vazgeçmek istiyorum.
Eğer bu anlaşma… Zelenskiy bu anlaşmayı reddederse bir zaman çizelgesi var mı? Ne zaman, “Peki, artık…” dersiniz?
Tamam, bundan sonra işin ciddiyetini kavrayıp bazı şeyleri kabul etmeye başlaması gerekecek. Ne zaman kaybettiğinizi bilirsiniz, çünkü kaybediyorsunuz.
Ukrayna bu savaşı kaybetti mi sizce?
Benden çok önce toprak kaybettiler. Tüm bir deniz şeridini, büyük bir sahil şeridini kaybettiler. Yani haritalara bakın. Burada on aydır bulunuyorum ama on ay öncesine gidip bakın. O sahil şeridinin tamamını kaybettiler. Şimdi daha da büyük bir şerit. Daha geniş bir şerit, ama çok fazla toprak kaybettiler. Ve kaybettikleri toprak da çok değerli toprak.
Buna kesinlikle zafer demezsiniz. Size bir grafik gösterebilirim. Kaybettikleri toprak miktarı… Çok büyük bir toprak. Bir de şunu düşünün, eğer seçimimiz hileli olmasaydı, hileli bir seçimdi, artık herkes biliyor. Önümüzdeki birkaç ay içinde çok net biçimde ortaya çıkacak, çünkü tüm bilgiler bizde var. Ama seçim hileli olmasaydı, çalınmasaydı, şu anda Ukrayna hakkında bile konuşmuyor olurduk.
Avrupa’daki ezici mutabakat, Ukrayna bu savaşı kazanana kadar ülkeyi desteklemeye devam etmek istedikleri yönünde.
Sonuna kadar, evet. Desteklesinler. Yani bakın, öyleyse desteklesinler. Avrupa… hepsiyle dostane ilişkilerim var. Hepsini seviyorum. Gerçek bir düşmanım yok. Yıllar içinde sevmediğim birkaç kişi oldu. Şu anki ekibi gerçekten seviyorum. Onları gerçekten seviyorum. Ama… onları çok iyi tanıyorum. Gerçekten çok iyi tanıyorum. Bazıları arkadaşım. Bazıları idare eder. İyi liderleri tanıyorum. Kötü liderleri tanıyorum. Akıllıları tanıyorum. Aptalları tanıyorum. Gerçekten çok aptal olanlar da var. Ama iyi iş çıkarmıyorlar. Avrupa pek çok açıdan iyi iş çıkarmıyor. İyi iş çıkarmıyorlar.
Şunu sormak istiyorum…
Çok konuşuyorlar ama üretmiyorlar. Konumuz Ukrayna. Konuşuyorlar, ama üretmiyorlar. Ve savaş uzadıkça uzuyor. Yani dört yıl oldu, buraya gelmeden çok önce başladı. Bu benim savaşım değil. Bu Joe Biden’ın savaşı. Ve Amerika açısından çok üzücü bir durum. Benim gerçekten önemsememin tek nedeni, genç, güzel insanların öldüğünü görmekten nefret etmem.
Büyük ölçüde bu yüzden devreye girdim. Yani, Kongo’ya ve Ruanda’ya bakarsanız, orada en az 14 milyon insan öldü. Kimsenin tam sayı hakkında bir fikri yok, ama öldürüldüler. Palalı saldırılar, çok sayıda palalı cinayet. Vahşice. Ama savaşlara ve gerçekten milyonlarca kişinin hayatına mal olacak bazı özel çatışmalara baktığınızda, Pakistan başbakanı, Hindistan ile Pakistan’ın çatışmasını durdurmam sebebiyle milyonlarca insanın hayatını kurtardığımı söyledi.
Yönetiminiz kısa süre önce Avrupa genelinde şok etkisi yaratan yeni bir ulusal güvenlik stratejisi açıkladı. Bu strateji, Amerikan dış politikasının temel sütunlarından birinin, alıntı yapıyorum, “Avrupa içindeki ülkelerde, Avrupa’nın mevcut gidişatına karşı direnç oluşturmak” olması gerektiğini söylüyor. Avrupalı liderler, yönetiminizin kıtanın siyasetini yeniden şekillendirme çabalarına ne kadar hazırlıklı olmalı?
Avrupa farklı bir yer.
Bundan ne kast ediyorsunuz?
Böyle devam ederse, Avrupa benim görüşüme göre bu ülkelerin birçoğu artık yaşayabilir ülke olmayacak. Göç politikaları bir felaket. Göçle ilgili yaptıkları şey tam bir felaket. Bizim de bir felaketimiz geliyordu ama ben bunu durdurabildim. Biliyorsunuz, şu anda sınırlarımızdan geçen kimse yok. Yedi aydır sıfır. Yani sıfır olduğuna kim inanır? Milyonlarca insan geliyordu, bazı aylarda ayda milyonlara ulaşıyordu, ama milyonlardan sıfıra indik.
Avrupa böyle değil. Tam tersi. Avrupa’ya dünyanın her yerinden geliyorlar, sadece Orta Doğu’dan değil. Kongo’dan geliyorlar. Kongo’dan gelen muazzam sayıda insan var. Daha da kötüsü, Kongo’nun ve diğer birçok ülkenin hapishanelerinden geliyorlar. Ve nedense “politik doğrucu” olmak istiyorlar ki bence bu aslında politik doğruculuğun tam tersi, ama politik doğrucu olmak istiyorlar ve onları geldikleri yerlere geri göndermek istemiyorlar. Avrupa’ya bakarsanız, Paris bambaşka bir yer. Paris’i severdim. Şimdi eskisi gibi değil. Londra’ya bakarsanız, bir belediye başkanınız var, adı Khan. Korkunç bir belediye başkanı. Yetersiz bir belediye başkanı ama korkunç, acımasız, iğrenç bir belediye başkanı. Çok kötü bir iş çıkardığını düşünüyorum. Londra artık farklı bir yer. Londra’yı seviyorum. Londra’yı seviyorum. Ve bunun olmasını görmekten nefret ediyorum. Biliyorsunuz, köklerim Avrupa’da, değil mi? Ve bunun olmasını görmekten nefret ediyorum. Burası dünyanın en harika yerlerinden biri ve insanları hiçbir kontrol olmadan, hiçbir inceleme olmadan içeri almalarına izin veriyorlar.
Peki siz ne kadar müdahil olacaksınız? Yani, Avrupa siyasetinde sizi daha aktif görmemiz mümkün mü?
Amerika Birleşik Devletleri’ni yönetmek istiyorum. Avrupa’yı yönetmek istemiyorum. Avrupa’da çok fazla etkiliyim.
Peki, destek açıklar mısınız?
NATO bana “baba” diyor. Yani bu konuda söyleyecek çok sözüm var. Bakın, gayrisafi yurt içi hasıla katkılarını yüzde 2’den yüzde 5’e ben çıkardım. Ödemedikleri yüzde 2 ve şu an ödedikleri yüzde 5. Biz bir şey gönderdiğimizde parayı NATO ödüyor. Ve sanırım onu da Ukrayna’ya veriyorlar. Ama Avrupa yok ediliyor.
Sizce, daha uygun olduğunu düşündüğünüz liderleri iş başına getirmek için bazı seçimlere müdahil olmayı düşünür müsünüz?
Ben destek açıkladım, açıklıyorum, ama Avrupa’da pek çok kişinin hoşlanmadığı insanları destekledim. Viktor Orban’ı destekledim. Latin Amerika’ya, Güney Amerika’ya dönersek, Arjantin’de Milei’yi destekledim. Seçimi kaybediyordu, destek açıkladım ve ezici bir farkla kazandı.
Evet. Viktor Orban konusunda, desteğinizin ötesinde, yakın zamanda, kendisine 20 milyar dolara kadar ABD destekli bir mali koruma kalkanı sözü verdiğinizi söyledi. Bu doğru mu?
Hayır, ona söz vermedim ama kesinlikle bunu istedi.
Böyle bir koruma sağlamayı düşünür müsünüz?
Göç konusunda farklı bir anlamda çok iyi iş çıkardığını düşünüyorum. Ülkesi kara ile çevrili. Biliyorsunuz, farklı türde bir ülke. Denize kıyısı yok, yani enerji taşıyan gemilerle gelemez. Rusya’dan gelen büyük bir boru hattı var. Uzun zamandır sahip oldukları bir hat. Farklı bir durum. Finansal yardım sağlamayı düşünür müsünüz derseniz, göç konusunda gerçekten doğru olanı yaptı, çünkü ülkesine kimseyi almıyor. Polonya da bu açıdan çok iyi iş çıkardı.
Ama çoğu Avrupa ülkesi…
Onlar çöküyor, çürüyorlar.
Avrupa’daki bazı liderlerin, sizin tavrınızdan ve duruşunuzdan biraz ürkmüş olmasını hayal edebilirsiniz…
Ürkmeleri gereken şey, ülkelerine yaptıkları şeyler. Ülkelerini yok ediyorlar.
Avrupa Konseyi Başkanı…
Sevdiğim insanlar. Bakın, sevdiğim insanlar. Onlarla iyi geçiniyorum. Bunu biliyorsunuz. Ama bunun olmasına izin veremezler. Ve bir noktaya gelir ki artık onu gerçekten düzeltemezsiniz. Bir eşik var ve o noktaya çok yakınız.
Bu ne anlama gelecek?
Artık güçlü uluslar olmayacakları anlamına gelecek.
Bu, müttefik olmayacakları anlamına mı gelir, yoksa…
Duruma bağlı. Bilirsiniz, duruma bağlı. İdeolojilerini de değiştirecekler tabii, çünkü içeri gelen insanların ideolojisi tamamen farklı. Ama bu, onları çok daha zayıf hale getirecek. Çok daha zayıf olacaklar ve çok daha farklı olacaklar.
Peki bu, bizim ilişkimiz açısından ne anlama gelecek?
Londra’daki belediye başkanınıza bakın. Felaket. Tam bir felaket. Sahip olması gerekenin tamamen zıddı bir ideolojisi var. Bu kadar çok insan içeri geldiği için, şu anda ona oy veriyorlar. Yani bu da işin bir parçası. Ama Londra’da olan biteni görmekten nefret ediyorum, Paris’te olan biteni görmekten nefret ediyorum. Bunu gördüğümde nefret ediyorum.
Efendim, bunları söylediğinizde bazen niyetinizi anlamak zor oluyor. Müttefiklerimize “sert ama sevgi dolu” bir mesaj gönderip reform yapmalarını mı istiyorsunuz, yoksa çoğunun zayıf olduğunu ve aslında onlarla müttefik olmak istemediğinizi mi düşünüyorsunuz?
Bence zayıflar ama aynı zamanda aşırı derecede politik doğrucu olmak istiyorlar. Bence ne yapacaklarını bilmiyorlar. Avrupa ne yapacağını bilmiyor. Ticaret konusunda da ne yapacaklarını bilmiyorlar. Orada yaşanan birçok ticaret durumuna bakıyorum, biraz tehlikeli. Ama Avrupa, politik doğrucu olmak istiyor ve bu da onları zayıf kılıyor. Onları zayıf yapan şey bu.
Anlaşılan, siz oldukça büyük değişiklikler görmek istiyorsunuz.
Bence, ülkeye yasa dışı giren insanları çıkarmaları gerekiyor. İsveç’e bakmak istiyorum. İsveç, Avrupa’nın en güvenli ülkesi, dünyanın da en güvenli ülkelerinden biri olarak biliniyordu. Şimdi ise oldukça güvensiz bir ülke olarak biliniyor. İnanılır gibi değil. Bambaşka bir ülke. İsveç.
İsveç en son NATO’ya katıldığında, ulusal güvenlik stratejisinin söylediği şeylerden biri de ABD’nin, NATO’nun sürekli genişleyen bir ittifak olduğu algısını sona erdirmek ve bu gerçeğin oluşmasını engellemek için çalışması gerektiğiydi. NATO’da sizce ittifakta olmaması gereken ülkeler var mı?
Aslında, NATO için zor olan ülkeler var, olmamaları gerektiği için değil. Bence onların ittifakta olması iyi bir şey. Türkiye buna bir örnek. Erdoğan arkadaşım. Ne zaman Erdoğan’la ilgili bir sorun çıksa, beni aramamı istiyorlar çünkü onunla konuşamıyorlar. O sert bir isim. Onu gerçekten çok seviyorum. Bence aslında, güçlü bir ülke kurdu, güçlü bir ordu. Ama onunla baş etmekte zorlanıyorlar. Benden onu aramamı istiyorlar ve ben de arıyorum, onunla her seferinde meseleyi çözüyorum. Yani o ve ben, işleri çok hızlı çözüyoruz. Yıllarca mahkemelerde sürünmesi beklenen, alıkonmuş bazı insanları serbest bıraktırdık. “Onları serbest bırakman gerekiyor” dedim. Ve bıraktı. Pek çok diğer liderden çok farklı ama onunla baş etmekte zorlanıyorlar. Ama aslında onunla baş etmekte zorlanmamaları gerek.
NATO yeni üye kabul etmeyi bırakmalı mı? NATO, şu anki genişliğiyle kalmalı mı?
Bilirsiniz, işin özüne indiğinizde, geriye çok da fazla ülke kalmadı. Çok fazla kalmadı. Putin’den çok önce, Ukrayna’nın NATO’ya alınmayacağına dair bir “anlayış” vardı. Bu, adil olmak gerekirse, Putin’den çok önceydi. Ve şimdi bastırdılar… Zelenskiy göreve ilk geldiğinde ve Putin’le ilk görüştüğünde, “İki şey istiyorum. Kırım’ı geri istiyorum ve NATO üyesi olacağız” dedi. Bunu çok kibar bir şekilde de söylemedi. Biliyorsunuz, o harika bir satıcı. Ben ona “PT Barnum” diyorum. PT Barnum’un kim olduğunu biliyorsunuz, değil mi?
Biliyorum.
Dünyanın en büyüklerinden biriydi. Her ürünü, her zaman satabileceğini söylerdi. Sloganı buydu: “Her ürünü, her zaman satabilirim.” Ve bu doğruydu. “İşe yarayıp yaramaması önemli değil” derdi. Zelenskiy de PT Barnum. Sahtekâr Joe Biden’dan 350 milyar dolar kopardı ve bakın ne aldı: Ülkesinin yaklaşık yüzde 25’i yok.
Ve Biden’ı mazur görmek için söylemiyorum ama Kırım’ı veren Obama’ydı.
Obama, çünkü Kırım kalbiydi. Biliyorsunuz, ben özümde bir emlakçıyım. Gayrimenkul işini çok iyi bilirim. O haritaya her baktığımda, “Şu Kırım ne kadar güzel” dedim. Vay canına. Dört tarafı denizle çevrili. Ana karaya bağlanan çok küçük bir kara parçası var, biliyorsunuz, bugün Ukrayna dediğimiz ana karaya o küçük dar boğazdan bağlanıyor.
Değil mi?
Dört tarafı deniz, en sıcak bölge. En iyi iklime, en iyi her şeye sahip. Ve biliyorum, siz Ukrayna kökenlisiniz ve Ukrayna’yı çok iyi biliyorsunuz. Obama onları Kırım’dan vazgeçmeye zorladı. Bu çok büyük bir şeydi. O zamanlar ne olduğunu hatırlıyorum, ama konuya şimdi olduğum kadar hâkim değildim. Şimdi Ukrayna hakkında çok büyük bir bilgi birikimim var. Çok büyük bir bilgiye…
Aslında bu çatışma 2014’te başladı, insanlar bunu unutuyor, son birkaç yılın işgali, bunun çok sonrasında oldu. Biliyor musunuz, bu çatışma gerçekte ne zaman başladı? Yıllarca için için kaynadı, ama Obama Kırım’ı verdiğinde, işte o çok büyük bir adımdı.
Şunu sormak istiyorum…
Buna katılıyor musunuz? Çok büyük bir parçaydı. Ukrayna kökenlisiniz.
Bu büyük bir tavizdi. Yani, ben… Amerika’ya ilk taşındığımda, birçok insan Ukrayna’nın ne olduğunu bile bilmiyordu. 2014’te, birdenbire insanların bu bölgenin jeopolitik önemini fark etmeye başladığını gördük.
Ben sadece güzellik, iklim ve diğer açılardan söylüyorum: Kırım en sıcak yer. Harika bir potansiyeli var. Ve Obama onları buna zorladı. Bunu yapan Biden değil. Belki o da işin içindeydi ama pek zannetmiyorum, o zamanlar da çok bir şey bildiğini sanmıyorum. Zaten hiçbir zaman en parlak ampul olmadı. Ama biliyorsunuz, Kırım’ı verdiren Obama’ydı. Onlara bunu verdirtti.
Avrupa’ya yaklaşımınız, sizden önceki başkanların çoğundan çok farklı.
Ben sadece güçlü bir Avrupa görmek istiyorum.
Ve bu ulusal güvenlik stratejisi, görmek istediğiniz değişiklikler hakkında çok şey söylüyor.
Ama Avrupa’ya yaklaşımımı anlamalısınız. Güçlü bir Avrupa görmek istiyorum. Milyonlarca insanın ülkelerine akmasına izin verdiklerinde, bu insanların birçoğu çok ciddi suçlar işliyor. Yine İsveç’e bakın. İsveç’i kötülemek için söylemiyorum, İsveç’i seviyorum, İsveç halkını seviyorum. Ama suçsuz bir ülkeden, çok suç işlenen bir ülkeye dönüştüler. Şimdi Almanya’ya bakın. Almanya suçsuzdu ve Angela iki büyük hata yaptı: Göç ve enerji. Bu ikisi de “güzel” hatalar.
Strateji değişikliğinden memnun olan bir ülke de Rusya. Kremlin sözcüsü, bu strateji belgesini “olumlu bir adım” diye niteledi ve gördükleri ayarlamaların “büyük ölçüde Moskova’nın vizyonuyla uyumlu olduğunu” söyledi. Sizce bu iyi bir şey mi?
Bence o zayıf bir Avrupa görmek istiyor. Yani dürüst olmak gerekirse, eline geçen de bu. Bunun benim yaptıklarımla pek bir ilgisi yok.
Ama sizin yaptığınız değişikliklerin ve Avrupa için ortaya koyduğunuz vizyonun, Moskova’nın görmek istediği şey olduğunu söylüyor.
Avrupa için bir vizyonum yok. Tek istediğim güçlü bir Avrupa görmek. Bakın, benim vizyonum Amerika için. America First. Make America Great Again. Avrupa’ya da bir şeyler anlatıyorum, çünkü bence sonuçta çok zeki bir kişi olduğum söylenir. Gözlerim var, kulaklarım var, bilgim var. Çok geniş bir bilgim var. Ne olduğunu görüyorum. Sizin asla görmeyeceğiniz raporlar alıyorum. Ve Avrupa’da olan bitenin korkunç olduğunu düşünüyorum. Avrupa’yı bildiğimiz haliyle tehlikeye atıyor. Avrupa bambaşka bir yer haline gelebilir.
Etkiniz Avrupa’nın çok ötesine uzanıyor. Etki yaptığınız bir başka alan olan Venezuela’dan da bahsetmek istiyorum. Nicolas Maduro’nun günlerinin sayılı olduğunu ve ABD’nin yakında Venezuela topraklarına saldırabileceğini söylediniz. Amerikan askerlerini Venezuela’da sahada görmemiz mümkün mü?
Bu konuda yorum yapmıyorum. Buna bir ileri bir geri yanıt vermem. Şunu söyleyebilirim, bize milyonlarca insan gönderdi, birçoğu hapishanelerden, birçoğu uyuşturucu satıcısı ve uyuşturucu baronu, akıl hastanelerindeki insanlar… Onları bizim ülkemize gönderdi. Bizim de çok aptal bir başkanımız vardı. Biliyorsunuz, Biden düşük IQ’lu bir insan, özellikle şu sıralar. Otuz yıl önce de düşük IQ’lu idi ama şimdi daha da düşük. Ülkemize yaptıkları iyi değil. Trenagua adlı çeteler, dünyadaki en acımasız çetelerden bazıları… Devamı üstteki VIDEODA.
9.12.2025
Реклама