Yoksulluk ve kötü beslenme 'kalıtsal' mı?
Rusya’da sağlıklı yaşam süresini uzatmayı hedefleyen “Uzun ve Aktif Yaşam” ulusal projesi kapsamındaki 2 trilyon rublelik yatırımlar uzmanlara göre risk altında. Nezavisimaya Gazeta'nın haberleştirdiği son araştırmalar, düşük gelirli ailelerde kötü beslenme, sağlıksız alışkanlıklar ve zayıf sağlık durumunun kuşaktan kuşağa aktarıldığını gösteriyor. Sosyologlar, mevcut politikaların toplumun geneline yönelik “ortalama” tedbirlerden vazgeçip, en kırılgan gruplara özel programlara yönelmesi gerektiği fikrinde.
Tümen Endüstri Üniversitesi’nden İrina Smirnova’nın “Sosyoloji” dergisinde yayımlanan çalışmasına göre, yoksul ailelerde büyüyen çocuklar ebeveynlerinin yaşam tarzını tekrar ederken, bu durum hem yoksulluğun hem de kötü sağlığın döngüsel bir şekilde devam etmesine yol açıyor. Araştırma, bireysel sağlık davranışlarının yalnızca kişisel tercihlerle açıklanamayacağını, toplum çapında bir “ortak sorumluluk” yaklaşımının gerekli olduğunu ortaya koyuyor.
Hükümete bağlı kamuoyu araştırma kuruluşu VTsİOM verilerinin analizine dayanan araştırma, gelir düzeyi ile sağlık algısı arasında belirgin bir bağlantı bulunduğunu göstermekte. Maddi durumu iyi olan vatandaşların yüzde 55’i sağlığından memnun olduğunu belirtirken, düşük gelirli grupta bu oran yalnızca yüzde 16. Buna karşılık, yoksulların yüzde 38’i sağlığını zayıf olarak niteliyor; bu oran yüksek gelirli gruplarda yüzde 8. Uzmanlara göre maddi imkanlar sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda stres seviyesini düşürerek genel sağlık durumunu da olumlu etkiliyor.
Beslenme konusu da eşitsizliğin en görünür alanlarından biri. FAO temsilcisi Oleg Kobaykov’a göre Rusya’da genel açlık oranı düşük olsa da, sosyal açıdan savunmasız gruplarda “sosyal açlık” ciddi bir sorun olmayı sürdürüyor. Uzmanlar, yoksul ailelerde çocuklara erken yaşta doğru beslenme alışkanlıkları kazandırılmasının önemini vurguluyor ve bunun sağlıksız yaşam tarzının kuşaklar boyunca aktarılmasını engelleyebileceğini belirtiyor.
Araştırmacılar ayrıca fiziksel aktiviteye ilişkin resmi verilerde ciddi tutarsızlıklar bulunduğuna dikkat çekti. Sayıştay, Spor Bakanlığı’nın istatistiklerini defalarca sorgularken, bağımsız araştırmalar düzenli spor yapanların oranının bakanlığın açıkladığından çok daha düşük olduğunu gösteriyor. Uzmanlara göre, düşük gelirli ailelerde spor imkânlarının yetersizliği çocukların davranış kalıplarını şekillendiriyor ve bu durum uzun vadede ulusal sağlık hedeflerinin önünde önemli bir engel oluşturuyor.
4.12.2025

Реклама