Uzmanlar: "Trump Rusya'ya 50 günlük pencere açtı"
Donald Trump’ın Rusya’ya yönelik son açıklamaları, Moskova-Washington hattında yeni tartışmalara yol açtı. Trump, Ukrayna savaşıyla ilgili Moskova’ya 50 günlük bir “anlaşma süresi” tanıdığını duyurdu ve Kiev’e yeni Patriot hava savunma sistemlerinin tedarik edileceğini açıkladı. Rus uzmanlara göre, bu çıkış hem bir uyarı hem de Rusya için “açık bırakılmış bir pencere” anlamına geliyor.
Trump’ın Rusya’ya 50 gün içinde ilerleme sağlanmazsa yüzde 100 gümrük vergisi koyacağını açıklaması, Moskova Borsası’nı şaşırtıcı şekilde yukarı taşıdı. Piyasa, daha sert adımlar beklerken, Moskova Borsası endeksi yüzde 2,7’den fazla yükselerek 2722 puana kadar çıktı. Uzmanlara göre, Trump’ın açıklamalarındaki belirsizlik ve “henüz Kongre’den yasa gerekmediği” mesajı, Rus yatırımcıları daha ağır yaptırımların şimdilik ertelendiğine ikna etti.
Rusya Dış ve Savunma Politikası Konseyi Başkanı Fyodor Lukyanov, Trump’ın söylemlerini “baskı aracı” olarak değerlendiriyor. Lukyanov’a göre, Trump askeri yardımı doğrudan göndermek yerine Avrupa ülkelerine devrederek kendine geri dönüş alanı bırakıyor.
Rus uzman, Washington’un yeni yaptırımlar veya silah sevkiyatı tehditlerinin Moskova’nın tutumunu değiştirme ihtimalini zayıf buluyor. Lukyanov, Rusya’nın resmi tutumunun ise temkinli eleştirilerle sınırlı kalacağını, sahada ise geri adım beklenmemesi gerektiğini söylüyor.
Rus analistler ayrıca Trump’ın sözlerinin piyasalar üzerindeki etkisine de dikkat çekiyor. Bazı uzmanlar, Trump’ın sert ifadelerine rağmen piyasaların tehdidi ciddiye almadığını düşünüyor. Nitekim Moskova Borsası endeksi Trump’ın çıkışının ardından yükselirken, petrol fiyatları geriledi ve ruble dolar karşısında değer kazandı. Uzmanlara göre, piyasalar Trump’ın sert mesajlarının ardında geri adım payı bırakmasını, yeni bir pazarlık arayışı olarak görüyor. Bu nedenle önümüzdeki haftalarda Trump’ın söylemlerinin tonunun değişip değişmeyeceği dikkatle izlenecek.
Komsomolskaya Pravda gazetesine göre, Trump’ın Rusya’ya yönelik 50 günlük barış ültimatomu ve yüzde 100’lük ikincil yaptırım tehdidi Moskova’nın sahadaki hedeflerini değiştirmeyecek.
Gazete, Kremlin’in daha önce de defalarca dile getirdiği gibi, Batı’dan gelen bu tür baskıların Rusya’nın temel taleplerine ve özel askeri harekâtın hedeflerine etkisinin olmadığını hatırlatıyor. Trump’ın Avrupa üzerinden dolaylı silah yardımı formülü ise Rus tarafında yeni bir unsur olarak görülmüyor; çünkü Kiev’e yönelik askeri destek zaten çoktan kurumsallaşmış durumda.
KP analizinde, Trump’ın ültimatom dilinin Rus piyasasında beklenen tedirginliği yaratmadığı da vurgulanıyor. Aksine, Moskova borsaendeksinin artışı, piyasanın Trump’ın tehditlerinin arkasında esnek bir pazarlık zemini gördüğünü gösteriyor. Kremlin çevrelerinde de benzer bir okuma hâkim: Trump, seçim öncesi sert lider imajını tazelerken, olası bir geri adım için manevra alanını açık tutuyor. Bu nedenle Moskova’da yeni yaptırımların gerçek etkisinin değil, sahadaki gelişmelerin belirleyici olacağına inanılıyor.
MGIMO Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü’nden Nikolay Silaev, Trump’ın bu hamlesini yeni bir gerilim sinyali olarak görmüyor. Silaev’e göre Trump, Kongre’de görüşülen ve Rusya’dan petrol, gaz ve uranyum ithal eden ülkelere %500 gümrük tarifesi öngören yeni yaptırım tasarısını desteklemedi. Bunun yerine mevcut yaptırımları başkanlık kararnamesiyle yürütmeyi tercih ediyor. Bu da Trump’ın, dış politika kararlarını Kongre’ye bırakmak yerine kendi kontrolünde tutmak istediğini gösteriyor. Ancak 50 günlük süre, Silaev’e göre daha önceki Trump takvimlerinden farksız: “Bu, Trump’ın daha önce de sık sık kullandığı bir taktik: Zaman baskısı yaratarak pazarlık payı açmak.”
RBC'ya konuşan IMEMO RAN Askeri-Politik Analiz ve Araştırma Projeleri Bölüm Başkanı Sergey Oznobişçev ise Trump’ın bu açıklamalarla yüzünü hem kendi seçmenine hem de Moskova’ya dönmeye çalıştığını savunuyor. Oznobişçev’e göre Trump, seçim vaatlerinden biri olan “bir günde savaşı bitirme” sözünü tutamadığı için Moskova’yı bir an önce taviz vermeye zorluyor: “Trump, Rusya’nın belirli bölgelerde kontrolünü tamamlama ihtimaline bile zımni onay veriyor olabilir. Ancak Ukrayna’da askeri durumu Moskova lehine çevirmek de kolay değil.”
Trump’ın Ukrayna’ya Patriot sistemi tedarik edeceğini duyurması da dikkat çekti. Uzmanlar, bu desteğin ABD bütçesinden değil, Avrupalı ülkelerin alımları üzerinden finanse edileceğine dikkat çekiyor. Silaev, “Avrupa Patriot alacak, ABD üretim yapacak, lojistik ve istihbarat desteği sürecek. Moskova açısından bu silahın kim tarafından ödendiği değil, cepheye ne kadar hızlı ulaştığı önemli,” diyor.
HSE Ulusal Araştırma Üniversitesi’nden Dmitriy Suslov ise Trump’ın son çıkışının, Ukrayna’daki barış sürecini zorlaştıracağını ve Moskova-Washington ilişkilerindeki normalleşmeyi daha da öteleyeceğini belirtiyor. Suslov’a göre Kiev yönetimi, Trump’ın açıklamalarını koz olarak kullanıp Moskova ile ciddi müzakere yürütmekten kaçınacak. “Trump Rusya’ya bir pencere açtığını söylüyor ama bu, Moskova’nın koşullarına uygun bir pencere değil. Tam tersine, Trump Rusya’yı taviz vermeye zorluyor,” diyen Suslov, diyaloğun tamamen kopmayacağını ancak somut sonuç üretmesinin de beklenmemesi gerektiğini vurguluyor.
Avrupa Bilgi Merkezi Direktörü Nikolay Topornin ise Trump’ın çıkışını “Açık bırakılan bir pencere” olarak tanımlıyor. Topornin, Moskova’nın 50 gün içinde somut bir adım atarak ateşkese yanaşabileceğini ancak bunun pek olası olmadığını söylüyor: “Bugün ABD ile Rusya arasında ticaret neredeyse sıfır. Zaten Biden döneminde tüm büyük projeler rafa kalktı. Yeni yaptırımların etkisi sınırlı olacak ama Patriot sevkiyatları artarsa çatışmanın şiddeti de artar.”
Rus uzmanlara göre Trump, Ukrayna savaşını “Biden’ın savaşı” olarak göstermeye çalışırken kendi dönemine de miras kalmasını engelleyemiyor. Açıklamalar bir yandan baskı, bir yandan pazarlık sinyali olarak yorumlanıyor. Ancak Moskova’dan gelen ilk tepkiler, Trump’ın beklediği “adımlar” konusunda umut verici değil.
15.7.2025

Реклама