Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
GÜNDEM

ABD'den Kiev'e: "Donbass'ı bırak, Rusçayı resmen tanı"

Rusya'nın Ukrayna'daki askeri operasyonu. Son gelişmeler:

19 Kasım Çarşamba

-  Financial Times, Ukrayna’ya sunulan yeni barış planının ana hatlarını açıkladı. Gazetenin aktardığına göre plan, ABD Başkanı Donald Trump’ın yönetimi ile ismi verilmeyen bazı Rus yetkililerinin ortak çalışmasıyla hazırlandı.

Belgeye göre Ukrayna’nın, çatışmanın sona erdirilmesi için yerine getirmesi istenen şartlar arasında doğudaki Donbass’ın kalan kısmından vazgeçmek bulunuyor. Buna, halihazırda Ukrayna ordusunun kontrolündeki bölgeler de dahil ediliyor. Ayrıca Ukrayna ordusunun mevcudunun yarıya indirilmesi, bazı kritik silah kategorilerinden feragat edilmesi ve ABD’nin sağladığı askeri yardımların kabul edilmemesi talep ediliyor.

Planın siyasi koşullarında ise iki madde öne çıkıyor. Bunlar arasında Rusçanın Ukrayna’da resmi devlet dili olarak tanınması ile ülkedeki Rus Ortodoks Kilisesi’nin yerel şubesine resmi statü verilmesi bulunuyor. Financial Times’a konuşan Kiev’deki yetkililer, sunulan taslağın neredeyse tamamen Kremlin’in maksimalist taleplerine uyduğunu ve ciddi değişiklikler olmadan Ukrayna açısından kabul edilebilir olmadığını belirtti.

Plan, ABD Başkanı Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff tarafından Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Başkanı Rüstem Umerov’a iletildi.

- ABD’nin Rusya ile çatışmaların sona erdirilmesi için hazırladığı çerçeve üzerinde Ukrayna’yı ikna etmeye çalıştığı ortaya çıktı.

Reuters’a konuşan ve isimlerinin açıklanmasını istemeyen iki kaynağa göre Washington, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’e, Kiev’in bazı toprak taleplerinden vazgeçmesini ve belirli silah türlerini bırakmasını öngören planı kabul etmesi gerektiğini bildirdi.

Kaynaklar, teklifin Ukrayna ordusunun personel sayısında kesintiyi de içerdiğini belirtti. ABD yönetiminin, Kiev’in bu çerçevenin ana maddelerine onay vermesini istediği ifade edildi.

Reuters’ın haberine göre söz konusu girişim, çatışmanın geleceğine ilişkin diplomatik temasların yoğunlaştığı bir dönemde gündeme geldi. Zelenskiy, Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmelerde bulunurken ABD’nin pozisyonuna dair bu bilgiler basına yansıdı. Haberde, teklifin ayrıntılarının hassasiyeti nedeniyle kapalı kapılar ardında tutulduğu belirtiliyor.

-  Financial Times muhabiri Christopher Miller de, X hesabından yaptığı paylaşımda, Washington’ın taslağında Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin ciddi ölçüde küçültülmesinin yer aldığını belirtti. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, 2025 başında ordunun mevcudunun 880 bin olduğunu açıklamıştı.

Miller’ın paylaşımı, Reuters’ın daha genel ifadelerle duyurduğu barış planı detaylarının ardından geldi. Reuters’ın aktardığına göre çerçeve plan, Ukrayna’nın bazı bölgelerden vazgeçmesini, bazı silah türlerini bırakmasını ve orduda kesintiye gitmesini öngörüyor.

Axios, CNN, Politico ve Reuters’ın aktardığı bilgilere göre barış görüşmeleri yeniden gündeme gelirken, ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, Moskova’nın anlaşmaya yakın durduğunu düşünüyor. Politico’nun aktardığına göre çatışmanın çözümüne yönelik çerçeve anlaşmasının 23 Kasım’a kadar taraflarca tamamlanması ihtimali bulunuyor.

- Kremlin'den '28 maddelik Ukrayna planı' hakkında açıklama geldi. Sputnik'in haberine göre,  ABD basınında yer alan ve Moskova ile Washington'un 28 maddelik Ukrayna planı üzerinde çalıştığı yönündeki haberler Kremlin'e soruldu. Dmitri Peskov haberleri doğrulamadı, "Mevcut durumda size bildirebileceğim herhangi bir yeni durum yok" dedi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump'ın son olarak Alaska'da görüştüğünü anımsatan Kremlin Sözcüsü, Anchorage'da yapılan istişarelere ek olarak yeni bir şey olmadığını kaydetti.
 
Peskov, ABD Ordu Bakanı Daniel Driscoll liderliğindeki bir heyetin Zelenskiy'le görüşmesi için Kiev'e gittiğine ve daha sonra Rus tarafıyla bir araya geleceğine dair haberleri de teyit etmedi. Sözcü, Rus temsilcilerin ABD heyetiyle görüşmeye yönelik planları bulunmadığını belirtti.
 
ABD merkezli Axios haber sitesi, Rus ve Amerikan kaynaklarına dayandırdığı haberinde, ABD'nin Ukrayna'daki ihtilafın çözümüne yönelik yeni bir plan geliştirmek amacıyla Rusya'yla 'gizli istişareler' yürüttüğünü yazmıştı.
 
- Politico'ya konuşan üst düzey bir Beyaz Saray yetkilisi, Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmayı sonlandıracak bir çerçeve anlaşmanın bu hafta içinde tüm taraflarca mutabakata varılabilieceğini iddia etti. Haberde Beyaz Saray'ın iyimser olduğu, ancak uzlaşma parametrelerinin hazırlanması sürecine ne Ukrayna'nın ne de Avrupa ülkelerinin dahil edilmediği belirtiliyor. 
Kaynak, Kiev yönetiminin "oldu bitti ile karşı karşıya kalacağını" öne sürdü ve "Ukrayna'ya sunacağımız şey makul" dedi. Beyaz Saray'daki kaynak, Ukrayna makamlarının Rus birliklerinin ilerlemesi ve ülke içindeki yolsuzluk skandalları nedeniyle bu koşulları kabul etmek zorunda kalacağını düşündüklerini ifade etti. Avrupa ülkelerinin ise bu bağlamda "önemli olmadığını", asıl önemli olanın Ukrayna'nın anlaşmayı kabul etmesi olduğunu ekledi.
 
RBC'ye konuşan Rus Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zaharova ise eğer Amerikan tarafının somut teklifleri olsaydı, bunun iki ülkenin dışişleri bakanlıkları arasında kurulu olan resmi kanallar üzerinden iletilmiş olacağını belirtti. "Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan böyle bir şey almadı. Ne hakkında konuştuklarını Politico'ya sorun, daha iyi olur" ifadelerini kullandı.
 
- ABD Hazine Bakanlığı, yabancı varlıkların kontrolünden sorumlu OFAC birimi aracılığıyla yaptırım listelerini genişletti. Açıklamaya göre beş yeni kişi ve yedi şirket, “ikincil yaptırımlar” kapsamında SDN List’e eklendi. Yaptırıma giren isimler arasında Maksim Makarov, Yuliya Pankova, Aleksandr Volosovik, İlya Zakirov ve Kirill Zatolokin bulunuyor. ABD, bu kişilerin Rusya’nın yaptırımlardan kaçış faaliyetlerine destek verdiğini öne sürüyor.

Listede yer alan şirketler arasında Rusya merkezli ÇOD KİRİŞİ, Media Land Technology ve ML.Cloud (Hong Kong ofisi dahil), ayrıca Özbekistan’dan Datavice MCHJ, Birleşik Krallık’tan Hypercore ve Sırbistan’dan Smart Digital Ideas DOO yer aldı. Washington, bu şirketleri Rus IT şirketi Aeza Group ile bağlantılı olmakla suçluyor. ABD, 22 Ekim’de Lukoil, Rosneft ve 34 bağlı şirkete yönelik yaptırımlar ilan etmişti. Bu önlemler, şirketlerin ABD’deki tüm varlıklarının dondurulmasını ve Amerikalı kurumların bu firmalarla iş yapmasının yasaklanmasını içeriyor.

- ABC'nin haberine göre, ABD Ordu Bakanı Daniel Driscoll, Kiev'e geldi. ABD Genelkurmay Başkanlığı Komitesi sözcüsü Albay Dave Butler, Driscoll ve ekibinin, "savaşı sonlandırma çabalarını görüşmek üzere Ukraynalı yetkililerle buluşmak için bir durum tespit misyonu" kapsamında Kiev'e geldiğini doğruladı.
 
İsim verilmeyen bir Amerikalı yetkili, bakanın daha sonra Rus temsilcilerle de bir araya gelme ihtimali olduğunu belirtti. Wall Street Journal da daha önce benzer bir haber yapmıştı.
 
- Moskova Borsası Endeksi, Ukrayna çatışmasına ilişkin bir uzlaşma haberi beklentisiyle keskin bir yükseliş yaşadı.
 
Politico'nun, ABD başkanlık idaresindeki ismi verilmeyen üst düzey bir kaynağa dayandırarak, bir barış planının bu ay, hatta bu hafta mutabakata varılabileceğine dair haberi sonrası hisse senedi piyasasındaki yükseliş hız kazandı.
 
Bu haberle birlikte endeks, Moskova saatiyle 14:55 itibarıyla yükseliş yüzde 2.1 olarak kaydedildi ve endeks 2618.4 puana çıkarak, 10 Kasım'dan bu yana ilk kez 2600 puan seviyesinin üzerine taşındı.
 
- Rusya Devlet Başkanı'nın sözcüsü Dmitri Peskov, ABD Başkanı'nın özel temsilcisi Steve Witkoff'un "her an" Moskova'yı ziyaret edebileceğini ve kendisini burada memnuniyetle karşılayacaklarını söyledi.
 
Peskov, RIA Novosti'ye yaptığı açıklamada, "Kendisini görmekten her zaman memnuniyet duyarız" ifadesini kullandı. Ancak, şu ana kadar Rusya Federasyonu ile Steve Witkoff arasında herhangi bir temas olmadığını da ekledi.
 
Devlet Başkanı Vladimir Putin, Witkoff ile Moskova'da üç kez bir araya geldi. Son görüşme 6 Ağustos'ta gerçekleşmişti.
 
- Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mariya Zaharova, Polonya'nın Gdansk'taki son Rus konsolosluğunu kapatma kararına misilleme olarak, Rusya'daki Polonya diplomatik ve konsüler varlığının azaltılacağını açıkladı.
 
- Rusya'nın Washington Büyükelçisi Aleksandr Darçiyev, Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Anlaşması'nın (START) süresi dolduktan sonra anlaşmanın getirdiği limitlerin korunması için "yalvarmayacaklarını" belirtti.
 
Darçiyev, "Eğer START'ın sona ermesinden sonra bir yıl boyunca belirlediği limitlerin yürürlükte kalması konusunda -ki biz bunun için yalvarmıyoruz ve müzakerelere girmeden hızlıca yapılabilecek bir şey- Amerikalılar, Rus inisiyatifinin titizlikle analiz edilmesi gerektiği bahanesine sığınıyorsa, uluslararası güvenlik ve stratejik istikrarın bu en önemli meselesi etrafında sis bulutu yaymak, karşılıklı güvene katkı sağlamaz ve Amerikan tarafının sorumlu yaklaşımı konusunda şüphe uyandırır" dedi.
 
- Ukrayna'da iktidardaki "Halkın Hizmetkarı" partisinden bir grup milletvekili, Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU) ve Devlet Savcılığının (SAP), Zelenskiy'nin çevresinde yürüttüğü yolsuzluk soruşturmasına desteklerini açıkladıkları bir bildiriye imza attı.
Ayrıca milletvekilleri muhalefetin parlamentoda yeni bir koalisyon kurulması talebini destekleyerek yeni bir hükümetin kurulması çağrısında bulundular. Ortak bildiri, "Halkın Hizmetkarı" partisi milletvekili Nikita Poturaev tarafından yayımlandı.
 
- Batılı ülkelerin dışişleri ve savunma bakanlıklarından üst düzey yetkililer, Vilnius'ta askeri çevreler ve savunma sanayii temsilcileriyle kapalı bir toplantı gerçekleştirdi. Bild gazetesinin toplantıda  bulunan kaynaklara dayandırdığı habere göre, toplantıda ittifakın doğu kanadının olası bir Rus saldırısı karşısındaki zayıflığı tartışıldı.
 
Toplantıdaki genel değerlendirmelerin "alarmist" olduğu belirtiliyor. Davet edilen uzmanlar, Rusya'nın ittifakın doğu ülkelerine karşı zafer kazanmasını muhtemel kılan birkaç faktör olduğunu ifade etti.
 
Toplantıdaki üst düzey bir askeri yetkili, Rusya'nın ekonomisini savaş yürütmeye uygun şekilde dönüştürmede "çok başarılı" olduğunu belirtti. Batı savunma sanayiinin ise hala "nicelikten ziyade yüksek kaliteye" oynadığını ve bunun Rusya'ya karşı sadece işe yaramaz olmakla kalmayıp, gerçek bir çatışmada etkili bir savunma sağlamak için çok pahalı olduğunu söyledi.
 
- İngiltere Savunma Bakanı John Healey, Rus araştırma gemisi Yantar'ı İngiliz kıyılarındaki yasa dışı faaliyetlerle suçladı. Healey'e göre, Yantar denizaltı kablolarını haritalandırırken aynı zamanda Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAF) pilotlarına lazer ışınları yönlendiriyor.
 
Healey, "Rusya ve Putin'e mesajım şudur: Sizi görüyoruz. Ne yaptığınızı biliyoruz. Ve eğer Yantar bu hafta güneye giderse, biz hazır olacağız" ifadelerini kullandı.

- ABD Başkanı'nın özel temsilcisi Steve Witkoff'un, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile bugün Türkiye'de yapmayı planladığı görüşmenin gerçekleşmeyeceği ileri sürüldü. Reuters'ın bir gün önce yaptığı "Witkoff Zelenskiy ile Türkiye'de bulaşacak" haberinin aksine, Axios'a konuşan Amerikalı ve Ukraynalı yetkililer, Witkoff'un Türkiye ziyaretini ertelediğini belirtti.

The Economist dergisi öncesinde Witkoff'un Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak ile görüşmeyi iptal ettiğini yazmıştı.
 
Axios'a konuşan bir kaynak, Witkoff'un bu hafta başında Miami'de Ukrayna'nın eski Savunma Bakanı ve şimdiki Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Başkanı Rustem Umerov ile bir araya geldiğini doğruladı. Aynı Axios makalesi, ABD yönetiminin Moskova ile birlikte bir Ukrayna uzlaşma planı üzerinde çalıştığını yazdı.
 
Öte yandan Ukrayna'nın Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Başkanı Rustem Umerov'un, Ankara'da Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile görüştüğü bildirildi. Umerov, Zelenskiy'i havaalanında karşıladı.
 
Zelenskiy'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek üzere Türkiye'ye geldiği belirtildi. "Zerkalo Nedeli" gazetesi, Ukrayna delegasyonunda Yermak'ın bulunmamasının dikkat çekici olduğuna işaret etti.
 
- Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU), Devlet Başkanı Zelenskiy'nin adını, iş insanı Timur Mindiç'e ilişkin davanın iddianamesine ekledi.
 
Açıklanan bilgilere göre, Mindiç, Enerji Bakanı German Galuşenko'ya "koruma" sağlıyordu. Bakan Galuşenko'nun, Zelenskiy ile olan dostane ilişkilerini kullanarak yolsuzluk faaliyetlerinde bulunduğu iddia edilior.
 
NABU belgelerine göre, Mindiç, Enerji Bakanı'nın desteğiyle Ukrayna'nın enerji sektöründeki finansal akışları kontrol ediyordu.
 
- Rusya'nın Washington Büyükelçisi Aleksandr Darçiyev, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın, Ukrayna'daki çatışmanın başlamasının ardından Washington tarafından kesilen doğrudan uçuşların yeniden başlatılması konusunu görüşmeyi reddettiğini açıkladı. Darçiyev, ilişkilerdeki "anormalliğin kök nedenlerinin" giderilmesinde ilerleme kaydedilmediğini kabul etti.
 
Buna göre ABD Dışişleri Bakanlığı, Rusya'ya ait olmasına rağmen fiilen el konulmuş altı diplomatik mülkün iadesi konusunu görüşmeyi de kesinlikle reddediyor. Amerikan istihbarat servislerinin bu mülklere el koyduğu ve Rus diplomatların girişine izin vermediği belirtildi.
 
ABD tarafı, doğrudan uçuşlar da dahil olmak üzere ciddi herhangi bir diyaloğun başlamasını, Ukrayna'da "ABD'nin istediği şekilde bir uzlaşma" sağlanması koşuluna bağlıyor.
 
- Bloomberg'in kaynaklara dayandırdığı habere göre, Rus petrol şirketi LUKOIL, yurtdışı varlıklarını tek bir paket halinde satmak istiyor. Potansiyel alıcılar arasında Exxon Mobil Corp., Abu Dhabi National Oil Co. ve Amerikalı Carlyle Group'un bulunduğu belirtildi. Ancak LUKOIL'in "paket satış" ısrarının, yalnızca belirli varlıkları almak isteyen şirketler için sorun teşkil ettiği ifade edildi.
 
Öte yandan LUKOIL'in yan kuruluşu Teboil, Finlandiya'daki benzin istasyonlarının faaliyetlerini durdurduğunu açıkladı. İstasyonlar, akaryakıt stokları tükendikçe kapatılacak. Şirket, sürücülere, bir istasyondaki pompa ekranında "3888" yazısını görmeleri halinde, o kalitede akaryakıtın tükendiği anlamına geldiği uyarısında bulundu.
 
- Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, Polonya'da faaliyet gösteren son Rus konsolosluğunun faaliyet izninin iptal edileceğini açıkladı. Söz konusu konsolosluk Gdansk şehrinde bulunuyor.
 
Polonya makamları, kararın geçtiğimiz hafta sonu demiryolunda meydana gelen bir sabotaj eylemine yanıt olduğunu duyurdu.
 
- Reuters'ın haberine göre, Rus enerji şirketi NOVATEK, Ağustos ayından itibaren sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) fiyatlarını yüzde 30-40 oranında düşürdü. Hamlenin amacının, Çinli alıcıları, AB, ABD, Kanada ve İngiltere'nin yaptırımları altındaki "Arctic LNG 2" projesinden gaz satın almaya teşvik etmek olduğu belirtiliyor.
 
Sektörden bir kaynağa göre, NOVATEK, "Arctic LNG 2"den ilk gaz partisini Ağustos 2025'te, Asya pazarındaki baz LNG fiyatının yaklaşık 3-4 dolar altında bir fiyatla sattı. Alıcı bu partiyi 28 Ağustos'ta teslim aldı.

- Rusya Savunma Bakanlığı, 18 Kasım’da Ukrayna ordusunun Voronej’e dört adet ATACMS füzesi fırlattığını açıkladı. Bakanlık, yerel saatle 14.31’de gerçekleştirilen saldırı girişiminin S-400 ve Pantsir sistemleri tarafından tamamen engellendiğini bildirdi.

Açıklamaya göre füzelerin tümü vuruldu ancak düşen parçalar bir gerontoloji merkeziyle bir çocuk yuvasının çatılarında hasara yol açtı. Yetkililer, olayda can kaybı ya da yaralanma olmadığını belirtti. Gün boyunca bölgede drone saldırısı ihtimaline yönelik uyarılar yapılırken, bölge valisi Aleksandr Gusev akşamüstü Voronej üzerinde birkaç hava hedefinin imha edildiğini duyurmuş fakat türlerini belirtmemişti.

Bakanlık, ATACMS füzelerinin ateşlendiği noktanın Harkov bölgesinde tespit edildiğini ve ardından iki MLRS lançerinin İskender sistemiyle yok edildiğini bildirdi. Açıklamaya göre, bu lançerlerin bulunduğu noktada görev yapan yaklaşık on Ukrayna askeri de etkisiz hale getirildi. ABD tarafından tedarik edilen ATACMS füzeleri en fazla 300 km menzile sahip balistik silahlar olarak biliniyor. Kiev’in bu sistemi daha önce de Rus hedeflerine karşı kullandığı belirtiliyor.

- The Economist yazarı Oliver Carroll, Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak ile ABD Başkanı Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff arasında Türkiye'de planlanan görüşmenin son anda iptal edildiğini, bunun Yermak’ın adının karıştığı yolsuzluk skandalından kaynaklandığını bildirdi.

Carroll, Witkoff’un buluşmayı kabul ederken içine düştüğü skandalın boyutlarını bilmemiş olabileceğini yazdı. Resmî bir açıklama yapılmazken, Ukrayna medyası Yermak’ın Londra’ya giderek Büyükelçi Valeriy Zalujnıy ile görüşeceğini aktarıyor. Ülkede muhalefet Yermak’ın görevden alınmasını ve Başbakan Yuliya Sviridenko hükümetinin istifasını talep ederken, Reuters Witkoff’un Zelenskiy ile görüşerek barış müzakerelerini ve esir değişimini canlandırmayı hedeflediğini duyurdu.

- Axios’un haberine göre ABD yönetimi, Rusya ile gizli temaslar yürütülen ve 28 maddeden oluşan yeni bir Ukrayna barış planı üzerinde çalışıyor. Planın barış, güvenlik garantileri, Avrupa güvenliği ve ABD’nin Rusya ile Ukrayna’ya yönelik gelecekteki ilişkilerini kapsayan dört kategoriye ayrıldığı belirtiliyor.

Süreci Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff yönetiyor. Witkoff, planın ana hatlarını Rusya Doğrudan Yatırım Fonu Başkanı Kirill Dmitriyev ile görüştü. Dmitriyev, belgenin Trump ile Putin’in Alaska’daki görüşmesinde mutabık kalınan ilkeler temel alınarak hazırlandığını ve bir sonraki zirveye yetiştirilmeye çalışıldığını söyledi. ABD’li yetkililer, plan hakkında Avrupa ve Ukrayna’nın bilgilendirildiğini doğrularken, Kiev tarafı da Washington’un “bir şeyler üzerinde çalıştığını” bildiklerini aktardı.

- ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna ile Rusya arasında barış görüşmelerinin yeniden başlatılması amacıyla ABD Kara Kuvvetleri Bakanı Daniel Driscoll’u bölgeye gönderme kararı aldı. Politico ve The Wall Street Journal’a göre Driscoll, 19 Kasım’da Kiev’de Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile görüşecek, temaslarında üst düzey yetkililer ve ordu komutanları da yer alacak.

WSJ, heyette iki dört yıldızlı generalin bulunduğunu, bunlardan birinin Kara Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Randy George olduğunu yazdı. Driscoll’un daha sonra Rus temsilcilerle de görüşmesi planlanıyor. ABD yönetimi, Driscoll’un sahadaki durumu ilk elden inceleyeceğini ve değerlendirmesini doğrudan Beyaz Saray’a sunacağını belirtti. Kaynaklara göre Trump, “öldürmelerin sona erdirilmesi ve savaşın durdurulması” gerektiğini vurguladı.

WSJ’ye konuşan yetkililer, Driscoll’un görevinin Trump adına barış müzakerelerini yeniden canlandırmak olduğunu ifade ederken, Politico bu ziyaretin ayrıca insansız hava araçları ve otonom mühimmat teknolojilerinde ABD-Ukrayna arasında geniş kapsamlı bir işbirliği çerçevesi oluşturma çabalarını da desteklediğini aktardı. ABD’nin sivil bir ordu bakanını bu tür bir misyon için görevlendirmesi sıradışı bir adım olarak yorumlanıyor. Gazeteye göre bu fikir, Trump ile ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in akademiden arkadaşı olan Driscoll’un görevlendirilmesini önerdiği bir görüşme sırasında ortaya çıktı.

-  Rusya ile Polonya arasındaki siyasi gerginlik tırmanıyoı.  Polonya Dışişleri Bakanlığı, demiryolu hatlarına yönelik sabotaj iddialarının ardından Rusya’nın Varşova’daki maslahatgüzarı Andrey Ordaş’ı bakanlığa çağırdı. Ordaş, görüşmenin gerekçesinin kendisine bildirilmediğini açıkladı. Polonya makamları, 16 Kasım’da Ukrayna yönüne giden demiryolu hattında iki ayrı hasar tespit edildiğini, savcılığın terör soruşturması başlattığını duyurdu. Başbakan Donald Tusk, olayların sabotaj olduğunu belirterek hattın Ukrayna’ya yapılan yardım açısından kritik önem taşıdığını vurguladı. Polonya güvenlik yetkilileri, sorumluluğun “Doğu’dan gelen istihbarat servislerine” ait olduğunu iddia etti.

Tusk, 18 Kasım’daki açıklamasında şüphelilerin bir Ukrayna vatandaşı ile Donbass kökenli bir kişi olduğunu, bu kişilerin uzun süredir Rus istihbaratıyla bağlantılı olduklarını ileri sürdü. Şüphelilerin eylemlerden sonra Belarus sınırındaki Terespol kapısından ülkeyi terk ettiğini söyleyen Tusk, güvenlik birimlerinin ikilinin kimlik bilgilerine ve fotoğraflarına sahip olduğunu aktardı. Kremlin Sözcüsü Peskov, Rusya'nın Polonya'daki her olayın sorumlusu olarak gösterilmesini beklediğini ancak demiryolu sabotajı şüphelileri arasında Ukrayna vatandaşlarının bulunmasının dikkat çekici olduğunu belirtti. Peskov, bu durumun Polonya, Almanya ve Fransa gibi ülkeler için düşündürücü olması gerektiğini söyledi. 

- Polonya Silahlı Kuvvetleri Operasyon Komutanlığı, Rusya’nın Ukrayna’daki hedeflere düzenlediği saldırı nedeniyle Polonya hava sahasında Polonya ve müttefik ülkelere ait savaş uçakları ile erken uyarı uçaklarının devreye alındığını açıkladı; havalanan önleme çiftlerinin tamamen önleyici bir tedbir olduğu, amacın Ukrayna sınırına komşu Polonya bölgelerinin güvenliğini sağlamak olduğu belirtildi.

- İngiliz Telegraph gazetesi, Ukrayna’da yolsuzluk skandalı ve sahadaki askeri kayıplar derinleşirken Zelenskiy’nin Avrupa turuna çıkarak ülkesinin karşılayamayacağı silah ve gaz alım anlaşmaları imzalamasını “gerçeklikten kopuş” olarak nitelendirdi.

Gazeteye göre Energoatom’daki rüşvet iddiaları, Pokrovsk ve Zaporojye çevresindeki askeri başarısızlıklar, Rada’da Zelenskiy’nin ekibine yönelik istifa çağrıları ve AB fonlarının belirsizliği, Kiev’de siyasi kriz beklentisini artırıyor. The Economist’in değerlendirmesine göre Ukrayna, Avrupa Birliği’nden mali destek gelmezse 2026 Şubat sonunda parasız kalabilir; üstelik Rus varlıklarının kullanımına Belçika’nın karşı çıkması nedeniyle 140 milyon euroluk kredi de çıkmaza girmiş durumda.

- Financial Times’ın aktardığı bilgilere göre NATO, olası bir Rusya saldırısı  durumunda birlik ve teçhizatını Batı Avrupa limanlarından Doğu Avrupa’ya ancak yaklaşık 45 günde kaydırabiliyor; altyapı eksikleri ile ülkeler arası diplomatik izin süreçleri bu gecikmenin başlıca nedenleri olarak gösteriliyor. AB, bu süreyi 3–5 güne indirmeyi hedeflese de tank ağırlığını taşımayan köprüler, Baltık bölgesindeki farklı ray aralıkları nedeniyle ekipmanın yeniden yüklenmesini gerektiren demiryolu sistemi ve bazı ülkelerde haftalar süren geçiş izinleri, kısa vadede çözümü zor engeller olarak öne çıkıyor.

18 Kasım Salı

- Moskova Belediye Başkanı Sobyanin, akşam saatlerinde başkente doğru yol alan dört dronunun düşürüldüğünü duyurdu. Vnukova ve Şeremetyevo havaalanlarında uçuşlar bir süre durduruldu.

-  ⁠Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ABD Başkanı Özel Temsilcisi Steven Wittkoff veya Türkiye temsilcileriyle şu an için herhangi bir görüşme planı bulunmuyor. Bu açıklama Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov'dan geldi. Peskov Rusya'nın, 19 Kasım'daki İstanbul görüşmelerine temsilci göndermeyeceğini söyledi.

Sözcü ayrıca olası Fransız Rafale savaş uçaklarının tedarikinin, Ukrayna'nın cephe hattındaki durumunu değiştirmesine yardımcı olmayacağını dile getirdi. Kremlin temsilcisi, Kiev'den müzakereleri yeniden başlatma niyetine dair herhangi bir bilgi almadığını, ancak müzakerelere açık olduklarını belirtti. Peskov ayrıca ukrayna'daki yolsuzluk skandalının sonuçları olacağını söyledi.
 
- ⁠Rusya'nın yurtdışıyla yatırım-ekonomik işbirliğinden sorumlu özel temsilcisi ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Genel Müdürü Kirill Dmitriev, Ekim ayında Washington ziyareti sırasında ABD temsilcileriyle esir değişimi konusunu görüştüğünü açıkladı.
 
Axios haber sitesinin bir kaynağına göre, bu görüşmeler ABD Başkanı Özel Temsilcisi Steve Wittkoff ve Donald Trump'ın ekibindeki diğer temsilcilerle gerçekleştirildi.
 
Dmitriev, Axios'a verdiği telefon röportajında, "Amerikalı yetkililer ve Trump'ın ekibinden bazı üyelerle, Amerikan tarafının üzerinde çalıştığı, olası bir mahkum değişimi gibi insani konular hakkında görüştüm" dedi.
 
Adı açıklanmayan bir ABD temsilcisi, müzakerelerin "olumlu" geçtiğini ancak taraflar arasında herhangi bir anlaşmaya varılmadığını belirtti. Değiş tokuşu önerilen mahkumların isimleri açıklanmadı.
 
Polonya Başbakanı Donald Tusk, dün Ukrayna yönündeki demiryolu hatlarında meydana gelen ve sabotaj sonucu rayların hasar gördüğü iki olayın faillerinin tespit edildiğini duyurdu. Tusk, şüphelilerin Ukrayna vatandaşı ve Donbass sakini olmak üzere iki kişi olduğunu ve bu kişilerin uzun süredir Rus istihbaratıyla işbirliği yaptığını iddia etti. Polonya özel servisleri, hasarın arkasında "Doğu'dan gelen istihbarat servislerini" ima ederek doğrudan Rusya'yı işaret etti ve şüphelilerin saldırıdan hemen sonra Belarus üzerinden ülkeyi terk ettiğini ekledi.
 

Kremlin Sözcüsü Peskov, Rusya'nın Polonya'daki her olayın sorumlusu olarak gösterilmesini beklediğini ancak demiryolu sabotajı şüphelileri arasında Ukrayna vatandaşlarının bulunmasının dikkat çekici olduğunu belirtti. Peskov, bu durumun Polonya, Almanya ve Fransa gibi ülkeler için düşündürücü olması gerektiğini söyledi. 

-  NATO Daimi Temsilcisi Matthew Whitaker, Avrupa Birliği'nin Rusya'ya karşı daha saldırgan bir pozisyon alması ve birlik topraklarında dondurulmuş Rus varlıklarına el koyması gerektiği görüşünü dile getirdi.

Whitaker, Bloomberg ajansına verdiği demeçte, "Bunun daha agresif bir Avrupa'nın başlangıcı olacağını düşünüyorum. Onların daha kararlı hareket etmeye başlamasının zamanı geldi" ifadelerini kullandı.
 
Temsilci, Rus varlıklarının kullanılmasının, önümüzdeki birkaç yıl boyunca Ukrayna'yı desteklemek için "anlamlı bir adım" olacağını söyledi.
 
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise, Rus varlıklarına el konulmasının beklenmeyen sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulunmuş, ancak Washington'un AB ülkelerinin bu yöndeki eylemlerini yakından takip ettiğini de sözlerine eklemişti.
 
-  ⁠Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov, Devlet Duması koridorlarında gazetecilere yaptığı açıklamada, Bakanlığın, AB'nin olası Rus varlıklarına el koymasına yönelik misilleme tedbirleri taslağını hazırladığını duyurdu.
 
Siluanov, "Benzer [tedbirler hazırlanıyor]. Batılı ülkelerden dostane olmayan eylemler gelmesi durumunda bu tür önlemlerin taslağı hazırlandı. Dolayısıyla, önerilerimiz arasında böyle bir paket bulunuyor" dedi.
 
Devlet Duması Başkanı Vyaçeslav Volodin de "eğer varlıklarımız çalınmaya başlanırsa" misilleme önlemleri için hükümetin teklifler hazırlaması gerektiğini söyledi.
 
Devlet Duması Bütçe Komitesi Başkanı Andrey Makarov ise AB'deki Rus varlıklarının kullanımına yönelik tartışmaları "mülkiyeti hırsızlığı çağrısı" olarak nitelendirdi.
 
-⁠  ⁠Bloomberg ajansının Rystad Energy analistlerine dayandırdığı habere göre, Kasım ayı başından itibaren Çin'in büyük devlet şirketleri, ESPO ham petrolünün Rusya'dan alımını neredeyse tamamen durdurdu. Çin'deki özel petrol rafinerileri de Rusya'dan yakıt ithalatını azalttı.
 
Rystad Energy analistlerinin tahminlerine göre, Kasım ayında deniz yoluyla Çin'e yapılan Rus petrol ithalatı, günde 500-800 bin varil azalarak normal seviyenin üçte ikisine düşebilir.
 
Haberde, Rusya'dan petrol sevkiyat hacmindeki düşüşün ana nedeninin, büyük bir Çinli petrol rafinerisi olan Shandong Yulong Petrochemical'ın ABD ve İngiltere'nin kara listesine alınması olduğu belirtildi. Bir diğer neden olarak da, ABD'nin Rosneft ve LUKOIL petrol şirketlerine yönelik yaptırımları gösterildi.
 
-  ⁠Polonya Başbakanı Donald Tusk, Polonya'nın Zıtın kenti yakınlarındaki demiryolu patlamasına, "Rus istihbarat servisleriyle işbirliği yapan" iki Ukrayna vatandaşının karıştığını iddia etti. Tusk'a göre, olaydan sonra bu şahıslar Belarus topraklarına kaçtı.
 
Tusk, özel bir brifing sırasında, "Kimlikleri tespit edildi. Savcılığın talebi üzerine, ek operasyonel soruşturma faaliyetleri yürütüldüğü için ad ve soyadlarını açıklamayacağım" dedi.
 
Polonya Başbakanı, şüphelilerden birinin (Belarus'ta ikamet eden) bu yılın Mayıs ayında, "Ukrayna'da sabotaj faaliyetleri" nedeniyle Lviv'deki bir mahkeme tarafından gıyabında mahkum edildiğini öne sürdü. Tusk, "Diğeri ise Donbas sakini. O da saldırılardan hemen önce, bu yıl sonbaharında, ilk şüpheliyle birlikte Belarus'tan Polonya'ya sınırı geçti" iddiasında bulundu.
 
-  ⁠RIA Novosti'nin aktardığına göre, Ukrayna Yüksek Şurası (Rada) milletvekili Aleksey Gonçarenko (Rusya topraklarında terörist ve aşırılık yanlısı listesine alındı), Volodimir Zelenskiy'nin Ofis Başkanı Andrey Yermak'ı birkaç gün içinde görevden alabileceğini iddia etti.
 
Gonçarenko, Yermak'ın istifasının Perşembe günü açıklanmasının beklendiğini söyledi. Zelenskiy'nin ofisine, Ukrayna'nın Washington eski Büyükelçisi Oksana Markarova'nın başkanlık edebileceği belirtildi.
Daha önce Rada milletvekili Yaroslav Jeleznyak, Yermak'ın istifasının, Zelenskiy'nin partisi "Halkın Hizmetkarı" partisinin temsilcileri tarafından talep edildiğini iddia etmiş ve partide isyanın baş gösterdiğini öne sürmüştü.

- Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, yarın barış görüşmelerini "canlandırmaya" hazırlanmak üzere Türkiye'ye gideceğini duyurdu. Açıklamayı kendi Telegram kanalından yapan Zelenskiy, "Görüşmeleri canlandırmaya hazırlanıyoruz ve ortaklarımıza sunacağımız hazır çözümlerimiz var. Savaşı sona erdirmek için her türlü çabayı göstermek Ukrayna'nın birinci önceliği. Esir değişimlerini ve tutsakların iadesini yeniden başlatmak için de çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

Geçen hafta, Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Sekreteri Rüstem Umerov, "müzakere sürecini canlandırmak" göreviyle İstanbul'u ziyaret etmişti. Umerov, bu ziyaretin amacını "tutsak değişim sürecinin kilidini açmak" olarak açıklamıştı.
 
ABD Başkanı'nın Özel Temsilcisi Steve Wittkoff'un da 19 Kasım'da Türkiye'ye giderek Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky ile bir görüşme yapması planlanıyor. Reuters ajansı bu bilgiyi Türk kaynaklarına dayandırdı.
 
- Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Politico'ya verdiği bir röportajda, Avrupa ülkelerinin Ukrayna krizini çözmek için kaçınılmaz olarak Rusya ile doğrudan diyaloğa gireceğini ifade etti.
 
Stubb, müzakereler için doğru zamanın er ya da geç geleceğini ve bu sürecin koordine edilmesi gerekeceğini belirtti. Fin lider, mevcut müzakere sürecinde Amerika Birleşik Devletleri'nin rolüne dikkat çekerek, Washington'u Rusya'ya yönelik yeni bir yaptırım paketi aracılığıyla baskıyı artırmaya çağırdı.
 
- Polonya Savunma Bakanı Władysław Kosiniak-Kamysz, Varşova-Lublin demiryolu hattındaki patlamadan Rusya'yı sorumlu tuttu. RMF FM radyosuna konuşan Bakan, "Tüm izlerin doğuya, Rusya'ya çıktığını söyleyebiliriz" dedi ve patlamanın doğrudan faillerinin henüz bulunamadığını ekledi. 
 
RIA Novosti haber ajansı, Bakan'ın Rusya'nın suç ortaklığına dair herhangi bir kanıt sunmadığını belirtti.
 
- Financial Times  gazetesi, dayanıksız köprüler, farklı demiryolu hat genişlikleri ve bürokrasinin Avrupa'da hızlı asker sevkiyatını engellediğini yazdı.
 
Makalede, "Asker sevkiyatının tuhaflıklarından biri, savaş halinde olmayan ülkelerden geçmek zorunda kalmaları, bu da ordu komutanlarının gümrük kurallarına uymak zorunda kalacağı anlamına geliyor" denildi.
 
Örneğin, Ukrayna çatışması bağlamında Fransa, Almanya üzerinden en kısa kara yolunu gümrük sorunları nedeniyle kullanamadı ve tanklarını Akdeniz üzerinden taşımak zorunda kaldı. Habere göre, Avrupa yetkilileri bu nedenle bölgedeki seyahat kurallarını standartlaştıracak bir "askeri Schengen" üzerinde çalışıyor.
 
- Rusya'nın Birleşik Uçak Şirketi (UAC) iki adet beşinci nesil Su-57 savaş uçağını yabancı bir müşteriye teslim etti. Şirketin Genel Müdürü Vadim Badeha, Pervıy Kanal'da yaptığı açıklamada, yeni uçakların görev yapmaya başladığını ve yüksek performans gösterdiklerini söyledi. 
 
Badeha, uçakları kimin satın aldığını belirtmedi, ancak müşterinin uçakların kalitesinden memnun olduğunu vurguladı.
 
- Rusya Eğitim Denetim Servisi (Rosobrnadzor), prestijli Moskova Yüksek Sosyal ve Ekonomik Bilimler Okulu'nunun bazı bölümlerinin akreditasyonunu iptal etti. Kısaca Şaninka olarak bilinen kurum, 12 Kasım'da imzalanan kararla Psikoloji (lisans ve yüksek lisans), Yönetim (lisans) ve Sosyoloji (lisans) programlarındaki akreditasyonunu kaybetti.

- Reuters’in haberine göre ABD Başkanı Donald Trump, Rusya’ya yönelik yeni yaptırım yasasını imzalamaya yalnızca bir koşulla hazır olduğunu bildirdi. Beyaz Saray kaynakları, Trump’ın tasarıyı desteklemeye istekli olduğunu ancak yaptırımların uygulanmasında nihai karar yetkisinin kendisinde kalmasını şart koştuğunu aktardı. Kaynak, “Başkan için en önemli unsur, yaptırım paketinde başkanın son kararı verme hakkını koruyan bir hüküm bulunmasıdır. Eğer bu madde yer alırsa, Trump tasarıyı imzalamayı değerlendirecektir” dedi.

Yasa tasarısı, Cumhuriyetçi senatörler Lindsey Graham ve Richard Blumenthal tarafından hazırlanmış ve Rusya’nın Ukrayna ile kalıcı barışa yanaşmaması halinde, Rus petrolü, gazı, uranyumu ve diğer ürünlerini satın alan ülkelere yüzde 500 oranında gümrük vergisi uygulanmasını öngörmüştü. Graham, tasarının Trump’ın “onayıyla” Kongre’de ilerleyeceğini ve ABD başkanına “Ukrayna’daki çatışmayı adil ve kalıcı biçimde sonlandırmak için daha fazla araç sağlayacağını” söylemişti.

-  Türk basınına yansıyan haberlere göre, Ukrayna'nın Odessa kentindeki İzmail limanında LPG taşıyan Türk bandıralı bir geminin vurulduğu bildirildi. Gemide bulunan 16 Türk personelin güvenli şekilde tahliye edildiği kaydedildi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü, Türk bayraklı ORINDA adlı LPG gemisinin Ukrayna'nın İzmail Limanı'nda tahliye sırasında isabet aldığını duyurdu.
 
The Kyiv Independent'ın haberinde, tankerin vurulması üzerine Romanya'nın, Odessa'ya yakın bir sınır köyünü tahliye etme kararı aldığı kaydedildi.
 
Genel Müdürlük, ABD merkezli X sosyal medya hesabından konuya ilişkin paylaşım yaptı.
 
Paylaşımda, "Türk bayraklı, 16 Türk personeli bulunan ORINDA adlı LPG gemisine Ukrayna İzmail Limanı'nda tahliye sırasında isabet almış ve yangın çıkmıştır. Mürettebat gemiyi emniyetle terk etmiştir. Herhangi bir yaralanma yoktur. Gemide çıkan yangına itfaiye ekiplerince müdahale edilmektedir." denildi.
 
Türkiye'nin Odessa Başkonsolosu Muhittin Çelik, Ukrayna'nın İzmail Limanı'nda isabet alan Türk bayraklı, LPG yüklü "ORINDA" adlı gemideki yangının devam ettiğini, patlama riskinin bulunduğunu ancak tüm mürettebatın tahliye edildiğini ve durumlarının iyi olduğunu söyledi.
 
LPG gemisinin gece yarısından hemen sonra isabet aldığını belirten Çelik, şunları kaydetti:
 
"İHA'lardan biri LPG yüklü gemiye isabet ediyor. Gemi personeli, Başkonsolosluğumuzun nöbetçi telefonuna ulaşarak durumu bildirdi. Başkonsolosluğumuz görevlileri, mahalli makamlarla görüşmek ve mürettebata gerekli Konsolosluk himayesi sağlayarak, mürettebatın can güvenliği için tedbirlerin alınmasını sağladı. Geminin 16 kişilik mürettebatının sağlık durumları iyi. LPG'nin üçte ikisi halen gemide bulunuyor. İzmail itfaiyesi, alevlere suyla müdahale ederek gemiyi soğutmaya çalışıyor. Patlama riski nedeniyle limanda güvenlik önlemleri artırıldı."
 
Çelik, geminin ait olduğu şirketin teknik ekibinin İzmail Limanı'na gelmesinin beklendiğini aktararak, "Türkiye’den gelecek ekibin raporu doğrultusunda geminin yüzdürülüp yüzdürülemeyeceği belirlenecek." dedi.
 
- ABD Senatörü Lindsey Graham, Başkan Donald Trump’ın onayıyla Rusya’ya karşı “ezici” yaptırımlar içeren yasa tasarısının Kongre’de yeniden ilerlemeye başladığını açıkladı. Graham, X hesabından yaptığı paylaşımda, “Yasa tasarısı, Başkan Trump’ın ‘kutsamasıyla’ Kongre’de ilerleyecek. Bu adım, Ukrayna’daki çatışmayı onurlu, adil ve kalıcı biçimde sonlandırmak için Trump’a daha fazla araç sağlayacak” dedi. Senatör, bu tasarının Rusya’ya baskı uygulayarak barış sürecini hızlandırmayı hedeflediğini belirtti.

Graham ve Richard Blumenthal tarafından hazırlanan yasa tasarısı, Rus petrolü, gazı, uranyumu ve diğer ürünlerini satın alan ülkelere yüzde 500 oranında gümrük vergisi uygulanmasını öngörüyor. Graham’a göre bu önlemler özellikle Çin ve Hindistan gibi büyük alıcıları kapsıyor. Senatör, “ezici” yaptırımların 100 senatörden en az 80’inin desteğini aldığını ifade etti. Ancak tasarının kabulü, Trump’ın Rusya-Ukrayna barışıyla ilgili açıklamaları ve Ağustos’taki kongre tatili nedeniyle ertelenmişti. Tasarının yeniden gündeme alınması, Trump ile Vladimir Putin arasında planlanan görüşmenin ardından bekleniyor.

- Reuters’in haberine göre, ABD’nin en büyük enerji şirketlerinden Chevron, Rus petrol devi Lukoil’in yurt dışındaki bazı varlıklarını satın alma olasılığını değerlendiriyor.
 
Ajansın beş kaynağına dayandırdığı bilgiye göre Chevron, Lukoil’in tüm varlıklarını değil, kendi faaliyet alanlarıyla kesişen kısımlarını incelemeye aldı. Şirket, konuyla ilgili yorum yapmazken yalnızca “yürürlükteki tüm yasalar ve düzenlemelere uyduğunu” bildirdi.
 
Lukoil, Ekim ayı sonunda ABD Hazine Bakanlığı’nın kendisi ve Rosneft’e yönelik yaptırımlarının ardından uluslararası varlıklarını elden çıkarma kararı almıştı. Daha önce Amerikan yatırım şirketi Carlyle’ın da bu varlıklarla ilgilendiği açıklanmıştı.
 
- Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile savunma alımlarına ilişkin bir anlaşma imzaladıktan sonra yaptığı açıklamada, Ukrayna’daki çatışmaların 2027 yılına kadar sona erebileceğini söyledi.
 
“Umarım barış 2027’den önce sağlanır” diyen Macron, bu tarihin aynı zamanda kendi cumhurbaşkanlık süresinin sonu olduğuna dikkat çekti. Fransız lider, Ouest-France’a göre, görev süresi sona erdikten sonra Paris’in Kiev’e desteğini sürdürüp sürdürmeyeceği yönündeki sorulardan kaçındı.
 
- Rusya'nın Belgorod Bölge Valisi Vyaçeslav Gladkov, Koroça kentinin insansız hava araçlarıyla saldırıya uğradığını ve bir alışveriş merkezinde yangın çıktığını bildirdi. Vali, Telegram kanalında paylaştığı mesajda, “Koroça düşman dronları tarafından saldırıya uğradı, ilk bilgilere göre yaralı yok” dedi.
 
Saldırı sonucu ticari bir binanın çatısının alev aldığı, yangının henüz kontrol altına alınamadığı belirtildi. Gladkov’un paylaştığı fotoğraflarda “Vokzalnıy” adlı alışveriş merkezinin yandığı görülüyor. Saldırı nedeniyle dört dairenin camları kırıldı, Koroça’nın bir bölümüyle Pogorelovka ve Podkopaevka köylerinde geçici elektrik kesintisi yaşandı.
 
- Moskova’daki Troekurovskoe Mezarlığı’nda önlenen suikast girişiminin hedefinin Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Sergey Şoygu olduğu bildirildi.
 
Moskovskiy Komsomolets’in haberine göre, FSB’nin 14 Kasım’da açıkladığı olayda, Şoygu’nun ailesinin mezarını ziyaret ettiği sırada Ukrayna tarafından planlandığı öne sürülen bir saldırı hazırlığı tespit edildi. Soruşturma kapsamında bir çiftin de aralarında bulunduğu birkaç kişi gözaltına alındı. Şüpheliler, internet üzerinden tanıştıkları “Ruslan” adlı bir kişinin talimatıyla mezarlığa çiçek vazosu bırakmakla görevlendirildiklerini, vazonun içinde muhtemelen patlayıcı bulunduğunu itiraf etti. Olayın ardından mezarlıkta güvenlik önlemleri artırıldı.
 
- Karadağ Dışişleri Bakanlığı, Rusya’nın Podgoritsa Büyükelçisi Aleksandr Lukaşik’i, Ukrayna’daki NATO misyonuna Karadağ askerlerinin katılımına ilişkin sözleri nedeniyle çağırdı. Bakanlık, büyükelçinin açıklamasını “ülkenin iç işlerine kabul edilemez bir müdahale” olarak nitelendirdi.
 
Lukaşik, Karadağ yönetiminin “Batı’nın Rusya ile gerilimi artırma çizgisini izlemekte ısrar ettiğini” belirterek bu adımın ülkeyi “düşmanca devletler” arasında konumlandırdığını söylemişti. Karadağ Parlamentosu kısa süre önce, Ukrayna’ya askeri yardım ve eğitim desteği sağlayan NATO misyonuna iki asker gönderilmesini onaylamıştı.
 
- Finlandiya devlet televizyonu Yle’nin haberine göre, ülkenin doğusundaki bazı vatandaşlar Rusya’yı aradıkları sırada hatta “tanımadıkları sesler” duyduklarını bildirdi. Helsinki’de yaşayan Anna adlı bir kadın, Petrozavodsk’taki büyükannesini ararken telefonda Rusça konuşan bir erkek sesinin “Kim arıyor?” diye sorduğunu, ardından bağlantının kesildiğini anlattı. Benzer bir olayı Joensuu kentinde yaşayan Mila da yaşadı. Mila, annesini Rusya’daki hastaneden aradığında hattın içinde yabancı sesler duyduğunu, aynı durumun kız kardeşinde de tekrarlandığını söyledi. Elisa operatörü güvenlik birimi başkanı Jaakko Vallenius, “Bu seslerin kaynağı Rusya tarafında” açıklamasını yaparken, Finlandiya güvenlik servisi Supo, telefon görüşmelerinin izlenebileceğini ve gizli konuların alternatif kanallar üzerinden konuşulmasını tavsiye etti. (RBC)
 
- Portekiz’in Rusya’daki vize merkezi BLS International, 2025 yılı sonuna kadar yeni başvurular için hiçbir boş yerin kalmadığını duyurdu. Şirketin internet sitesinde yayımlanan açıklamada, “2025 yılı içinde Portekiz vize merkezlerinde başvuru için artık uygun tarih bulunmamaktadır” denildi. Yeni başvuru tarihleriyle ilgili bilgilendirmenin 2026’da yapılacağı bildirildi.
 
Kasım başında Avrupa Komisyonu, Rus vatandaşlarına çoklu Şengen vizesi verilmesini fiilen durduran yeni kuralları yürürlüğe sokmuştu. Artık Rusya vatandaşları her seyahat öncesinde yeniden başvuru yapmak zorunda kalıyor; yalnızca AB’de yaşayan yakınları bulunanlar ve taşımacılık sektöründe çalışanlar sınırlı istisnalar kapsamında çoklu vize alabiliyor.

17 Kasım Pazartesi

- TASS ajansının bildirdiğine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump arasındaki olası görüşmeler, ancak kapsamlı bir hazırlık ve gerekli koşulların oluşmasından sonra gerçekleşebilecek. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, brifing sırasında yaptığı açıklamada, Moskova'nın böyle bir zirvenin en kısa sürede yapılmasından yana olduğunu belirtti. Ancak Peskov, uygun koşulların tam olarak ne zaman oluşacağını tahmin etmenin şu anda zor olduğunu ifade ederek, "Elbette hepimiz, bu koşulların daha geç değil, daha erken gelmesinden yanayız" dedi.
 
- Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB üye ülkelerine Ukrayna'ya kredi sağlanmasına yönelik öneriler içeren bir mektup gönderdi. Reuters'ın ulaştığı mektupta, donmuş Rus varlıklarından elde edilen gelirlerin kullanımını da içeren üç senaryonun ele alındığı belirtildi. 
 
Von der Leyen, üye ülkeleri Ukrayna'yı hibe yoluyla finanse etmeye çağırdı. Seçenekler arasında, risklerin tüm katılımcılar arasında paylaşıldığı "sınırlı geri ödemeli" kredi ve "donmuş varlıklardaki nakit bakiyelere" bağlı sınırlı geri ödemeli kredi yer alıyor. 
 
Mektuba ekli belgede, 2026-2027 yılları için Ukrayna'ya mali yardım eksiğinin "çok büyük" olduğu vurgulanarak, AB ülkelerinden blokun 18-19 Aralık'taki zirvesinden önce hızlı bir karar vermeleri istendi.
 
- Kyoto Shimbun gazetesinin haberine göre, ABD Silahlı Kuvvetleri, Japonya'daki Iwakuni Deniz Piyadesi Hava Üssü'nden konuşlandırılan Typhon seyyar kara füze sistemlerini geri çekti. Konuyu haberleştiren RBC gazetesi, Çin ve Rusya'nın bu sistemlerin konuşlandırılmasına tepki gösterdiğine dikkat çekiyor.
 
Sistemlerin, Eylül ayında düzenlenen ABD-Japonya ortak askeri tatbikatı Resolute Dragon'un bitiminde çekileceği tahmin ediliyordu. Ancak, 10 Kasım'da hala üste bulunmaları yerel sivil toplum kuruluşlarında endişeye yol açmıştı. Hiroşima ve Yamaguçi bölgelerinden sivil gruplar, Japon Savunma Bakanlığı'na ABD'yi Typhon sistemlerini derhal çekmesi için etkilemeye çağıran bir mektup göndermişti. Bakanlığın, daha önce ertelenen çekilme işleminin tamamlandığını Iwakuni şehir yönetimine bildirdiği açıklandı. Gecikmenin nedeni ise belirtilmedi.
 
- Kazakistan Enerji Bakanı Yerlan Akkenjenov, LUKOIL'in dahil olduğu büyük Kazak projelerinin ABD yaptırımlarından muaf tutulduğunu ve operasyonlarının herhangi bir tehdit altında olmadığını açıkladı. Söz konusu projeler, Karaçaganak petrol ve gaz kondensat sahasını işleten Karachaganak Petroleum Operating konsorsiyumu, Tengiz sahasında arama ve üretim yapan Tengizchevroil ve Hazar Boru Hattı Konsorsiyumu'nu kapsıyor. 
 
Akkenjenov, "Bu nedenle, Kazakistan'daki büyük projelerin operasyonel faaliyetleri şu an için hiçbir tehdit altında değil. Çalışmalarımıza her zamanki gibi devam ediyoruz ve edeceğiz" ifadelerini kullandı.
 
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, sabotaj içerikli suçlar için cezai sorumluluk yaşını 16'dan 14'e düşüren yasayı onayladı. Yasa, bugün itibarıyla yürürlüğe girdi. 
 
Ayrıca Putin, işverenlere, bölgesel iş yeri limitleri aşıldığında göçmenlerle olan iş sözleşmelerini feshetme yetkisi veren bir başka yasayı daha imzaladı. Rusya İş Kanunu'nun 327.6. maddesinde düzenleme yapan değişiklik 1 Mart 2026'da yürürlüğe girecek.
 
- Dubai Airshow 2025 uluslararası havacılık fuarı Birleşik Arap Emirlikleri'nde başladı. Fuardaki Rusya sergisi yaklaşık 5 bin m2'lik bir alan kaplıyor. Orta Doğu'da ilk kez sergilenen modellerden biri, beşinci nesil çok amaçlı savaş uçağı Su-57E oldu. Rusya'nın fuardaki delegasyonuna Birinci Başbakan Yardımcısı Denis Manturov başkanlık ediyor.
 
- Politikacı Mihail Kasyanov, ekonomist Sergey Guriyev ve gazeteci Kirill Martınov, Rusya tarafından "aşırılıkçı faaliyet ve terörizme karıştıklarına dair bilgi bulunan kişi ve kuruluşlar" listesine eklendi.
 
- Rus düşünür Aleksandr Dugin, ABD'li finansçı Jeffrey Epstein ile eski Trump danışmanı Steve Bannon arasındaki yazışmalarda kendi adının geçtiğini iddia etti. Dugin, Bannon ile 2014'ten önce görüştüğünü, ancak itibarını zedelebilecek bir malzeme bulunmadığını söyledi. 

- Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, NATO ile Rusya arasında bir savaşın 2029'dan önce başlayabileceği uyarısında bulundu. Frankfurter Allgemeine Zeitung'a yaptığı açıklamada, orijinal tahminin 2029 yılı olduğunu, ancak bazı askeri uzmanların şimdi bu tarihi 2028 olarak öngördüğünü belirtti. Pistorius, "Bazı askeri tarihçiler, son barışçıl yazımızı yaşadığımızı düşünüyor" diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekti.
 
NATO'nun güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Bakan, ittifakın nükleer silahlar da dahil olmak üzere önemli bir caydırıcılık potansiyeline sahip olduğunu, ancak silahlı kuvvetlerin daha fazla teçhizata ihtiyaç duyduğunu ifade etti. 
 
Pistorius, NATO'nun kendini koruyamayacağı izleniminin yaratılmaması gerektiğini de sözlerine ekledi. Olası bir çatışmanın zamanlamasının spekülatif kaldığını, ancak Rus silahlı kuvvetlerinin toparlanmasının NATO'nun doğu kanadı için potansiyel bir tehdit unsuru olarak değerlendirildiğini kaydetti.
 
- Eski İngiliz Donanma Komutanı ve Güvenlik Bakanı Lord Alan West de Rusya-Ukrayna çatışmasının NATO ile savaşa dönüşebileceği uyarısında bulundu. Lord Speaker's Corner podcast'ine konuşan West, Avrupalı NATO üyelerinin "gri bölgede" olduğunu belirterek, "Esasen biz Rusya ile savaşıyoruz" dedi. Avrupa ülkelerinin hava sahasının insansız hava araçları tarafından ihlal edilmesini ve denizaltı kablolarına yönelik tehdidi örnek gösterdi.
 
Kremlin Sözcüsü Peskov, kablolara verilen hasar ve dron olaylarıyla ilgili suçlamaları asılsız ve saçma olarak nitelendirmiş, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Rusya'nın hiçbir zaman Avrupa ve NATO ülkelerine drone ve füze göndermediğini açıklamıştı. 
 
West, "NATO ile Rusya arasında tam ölçekli bir savaşın çıkması durumunda nükleer silah kullanım riski ortaya çıkacak" diyerek durumun vahametine işaret etti.
 
- ABD Eski Savunma Bakanlığı görevlisi Vipin Narang, The Wall Street Journal'a yaptığı açıklamada, Avrupa'da yeni bir çatışma çıkması veya Çin'in Tayvan'a saldırması durumunda ABD'nin zor durumda kalacağını, Amerikan ordusunun bu tür senaryolara kesinlikle hazırlıksız olduğunu belirtti. Narang, "Tüm nükleer modernizasyon programımız, Rusya ile silahsızlanmaya devam edeceğimiz ve Çin ile Kuzey Kore'nin ABD'nin konumu için tehdit oluşturmayacağı inancı üzerine kuruluydu. Tüm bu varsayımlar hatalı çıktı" dedi.
 
Eski Pentagon çalışanı Matthew Kroenig ise nükleer cephaneliklerin azaltılması yerine artırılması yönünde bir hareket olduğunu ifade ederek, "1990'lar ve 2000'lerden çok Soğuk Savaş'a benzeyecek üçüncü nükleer çağa giriyoruz" uyarısında bulunmuştu.
 
- Reuters'ın kaynaklara dayandırdığı habere göre, Fransa ve Ukrayna, Kiev'e ek SAMP/T hava savunma sistemleri tedariki konusunda anlaşmaya varabilir. Bu konunun, Zelenskiy'nin ziyareti kapsamında görüşülmesi bekleniyor. 
 
Ülkelerin, Dassault yapımı çok amaçlı Rafale savaş uçaklarının tedarikine zemin hazırlayacak 10 yıllık bir "stratejik havacılık anlaşması" imzalaması da gündemde. Uçakların bir kısmı doğrudan Fransa'nın mevcut envanterinden satın alınabilecek. Ancak kaç adet savaş uçağı ve hava savunma sistemi tedarik edileceği ve anlaşmaların nasıl finanse edileceği henüz netlik kazanmadı.
 
- Polonya İçişleri Bakan Yardımcısı Maciej Duszczyk, Mazovya'daki demiryolu olayı nedeniyle Rusya'yı suçlamak için acele edilmemesi çağrısında bulundu. Duszczyk, "Rusya, her sabotajın veya benzer durumun arkasında olacak kadar güçlü değil. Ancak bu ihtimal hiçbir şekilde dışlanamaz veya göz ardı edilemez" ifadelerini kullandı.
 
Polonya Başbakanı Donald Tusk ise Varşova-Lublin demiryolunda bir "sabotaj eylemi" yaşandığını duyurmuştu. Sosyal medya platformu X'ten yaptığı açıklamada, "Bir cihaz patladı ve demiryolu hattını tahrip etti" bilgisini paylaştı.
 
- Politico'ya konuşan üst düzey bir Avrupalı yetkili, AB yetkililerinin, ABD Başkanı'nın özel temsilcisi Steve Witkoff'un Rusya-Ukrayna çatışmasının inceliklerini anlamamasından "şaşkınlık" duyduğunu belirtti. Witkoff'un Moskova ile Washington arasında güvenilir ve doğru bilgi aktarımını yapıp yapamayacağı konusunda şüpheler olduğu ifade edildi. Avrupalı liderlerin bu nedenle ABD lideri Donald Trump ile doğrudan iletişim kurmaya çalıştıkları kaydedildi.
 
The New York Times'ın Nisan ayındaki haberinde, Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşünün ilk aylarında Avrupalı liderlerin, ABD başkanının danışmanlarının uluslararası ilişkiler veya ticaret konularında etkili olmadığı veya müzakerelerin sonuçlarını kendisine iletmeyecekleri yönündeki şüpheleri nedeniyle doğrudan temas kurmayı hedefledikleri belirtilmişti.

- ABD Başkanı Donald Trump, Rusya ile ticaret yapan ülkelere karşı “yıkıcı” yaptırımlar öngören yasa tasarısını desteklediğini açıkladı. Reuters’in haberine göre Trump, “Rusya ile iş yapan her ülke çok sert yaptırımlara uğrayacak. Bu listeye İran’ı da ekleyebiliriz” dedi.

Senatörler Lindsey Graham ve Richard Blumenthal tarafından nisan ayında sunulan tasarı, Rusya Ukrayna ile kalıcı barışa yanaşmadığı sürece, Rus petrolü, gazı, uranyumu ve diğer ürünlerini satın alan ülkelere yüzde 500 oranında gümrük vergisi getirilmesini öngörüyor. Maliye Bakanlığı, bu tür yaptırımların yürürlüğe girmesi halinde Rusya’nın ihracatını farklı pazarlara yönlendireceğini açıkladı.

Cumhuriyetçi lider John Thune, ekimde yaptığı açıklamada yasa tasarısının oylamasının, Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki görüşmeden sonra yapılacağını söylemişti. İki lider 16 Ekim’de telefonla görüşerek Budapeşte’de bir zirve düzenleme konusunda anlaşmış, ancak Trump daha sonra “beklenen sonuçlara ulaşılamayacağı” gerekçesiyle toplantıyı iptal etmişti. Putin ise görüşmenin iptal değil, ertelendiğini belirtmişti. Politico gazetesi, söz konusu yaptırımların kabul edilmesi durumunda ABD’nin Avrupa dâhil birçok ticaret ortağıyla ilişkilerinin zarar görebileceğine dikkat çekti. Kremlin ise Batı yaptırımlarını “yasadışı” olarak nitelendirerek, Rus ekonomisinin bu tür baskılara karşı dayanıklılık kazandığını vurguladı.

- Ukrayna, bu kış döneminde enerji ihtiyacını karşılamak için ABD sıvılaştırılmış doğalgazını (LNG) Yunanistan üzerinden ithal edecek. Kiev ve Atina yetkilileri, Aralık 2025’ten Mart 2026’ya kadar geçerli olacak anlaşmanın, Devlet Başkanı Zelenskiy’nin pazar günkü Yunanistan ziyareti sırasında imzalandığını bildirdi. Gaz, Balkanlar üzerinden geçen boru hattı aracılığıyla Ukrayna’ya ulaştırılacak. Rusya’nın enerji altyapısına ve üretim tesislerine yönelik saldırılarının ardından ülke, kış aylarında yakıt arzını güvence altına almaya çalışıyor.

Yunan kamu şirketi DEPA ile Ukrayna’nın devlet enerji firması Naftogaz tarafından yapılan ortak açıklamaya göre, sevkiyatlar Aralık ayında başlayacak. Zelenskiy, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile yaptığı basın toplantısında, teslimatların Ocak ayında fiilen devreye gireceğini söyledi. “Ruslar her yıktığında biz yeniden inşa ediyoruz, ancak bu zaman, ekipman ve çaba gerektiriyor. Kendi üretimimizin zarar görmesi nedeniyle ithalata ihtiyacımız var” diyen Zelenskiy, yaklaşık 2 milyar euroluk gaz ithalatı için Avrupa Komisyonu garantileriyle Avrupa ve Ukrayna bankalarından fon ayrıldığını belirtti. Miçotakis ise Yunanistan’ın bu anlaşmayla “Ukrayna’nın enerji güvenliğinde kilit tedarikçi haline geldiğini” söyledi.

- Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Rusya’nın Avrupa’ya saldırma ihtimalini “tamamen mantıksız” olarak değerlendirdi. Alman Axel Springer grubunun başkanıyla yaptığı söyleşide Orban, “Avrupa Birliği’nde 400 milyondan fazla insan yaşıyor, Rusya’da ise 140 milyon. Bizim ekonomimiz yükseliyor, Rusya’nınki geriliyor” dedi. Avrupa ülkelerinin birleşik askerî kapasitesinin Rusya’dan çok daha güçlü olduğunu vurgulayan Orban, “Eğer NATO tüm kaynaklarını devreye sokarsa, bu güç Rusya’nınkini kat kat aşar” ifadelerini kullandı.

Orban ayrıca, savaşın tırmanması halinde Moskova’nın nükleer silaha başvurma riskinin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti. “Eğer bir nükleer devlet geleneksel bir savaşı kaybediyorsa, nükleer risk hemen ortaya çıkar” diyen Orban, Avrupa’nın askeri güç gösterisi yerine diplomatik yolları tercih etmesi gerektiğini savundu, “Biz gücümüzü cephede değil, müzakere masasında göstermeliyiz. Aksi halde bu, üçüncü dünya savaşına giden tehlikeli bir adım olur” ifadelerini kullandı.

 Orban ayrıca, Putin’in böyle bir teklif getirmesi halinde bile Ukrayna’nın batısındaki Zakarpatya bölgesini almayı kabul etmeyeceğini söyledi. Alman Axel Springer grubunun CEO’su Mathias Döpfner’in sorularını yanıtlayan Orban, “Siz, Almanlar, geçmişte başka topraklarda bunu denediniz ve sonunda biz kaybettik. Bu yüzden böyle bir maceraya atılmamak gerektiğini tarih bize öğretti” dedi. Orban’ın sözleri, Macaristan’ın Nazi Almanyası ile ittifak kurduğu II. Dünya Savaşı dönemine göndermede bulundu. Başbakan, Avrupa’nın yeni bir bölünmeye sürüklenmemesi gerektiğini de vurguladı.

-  Orban, kendisini “Putin’in Truva atı” olarak niteleyen yorumları “naif ve ilkel” bulduğunu söyledi. Alman medya grubu Axel Springer’in sahibi Mathias Döpfner’e verdiği röportajda Orban, “Biz Macarlar Rusları tanıyoruz, onlar birkaç kez bize saldırdı, bir kez biz de onlara saldırdık. Ama nefret etmiyoruz, sadece tecrübeliyiz” dedi.

Orban, Avrupa’da üç güç merkezi bulunduğunu belirterek, “Almanya, Rusya ve Türkiye – bu üçgen Macaristan’ın güvenliğini belirliyor. Her üçüyle de iyi ilişkiler kurmak benim görevim” ifadesini kullandı. Başbakan, kendisine yöneltilen suçlamaların ciddi argümanlardan yoksun olduğunu vurgulayarak, “Savaşı tartışacak cesareti olmayanlar farklı düşünen herkese ‘Putin’in Truva atı’ diyor. Bu çok ilkel bir bakış açısı” dedi.

- Bloomberg’e göre ABD’de benzin ve dizel fiyatları, Rusya’ya uygulanan yaptırımlar ve Ukrayna’nın enerji tesislerine yönelik saldırıları nedeniyle yılın en yüksek seviyesine çıktı. Haberde, küresel petrol fiyatlarının düşmesine rağmen ABD’de dizel fiyatının galon başına 3,08 dolara yükseldiği, bunun Trump yönetimi için “istenmeyen bir gelişme” olarak görüldüğü belirtildi.

Ajans, Rus enerji altyapısına yönelik saldırılar, Asya ve Afrika’daki rafineri kesintileri ile Avrupa ve ABD’deki tesis kapanmalarının, piyasadan milyonlarca varil yakıtın çekilmesine yol açtığını yazdı. Bloomberg ayrıca, ABD’nin Rosneft ve Lukoil’e yönelik yeni yaptırımlarıyla AB’nin ocakta yürürlüğe girecek kısıtlamalarının tedarik zincirlerini tehdit ettiğine dikkat çekti.

- Kasım ayının ilk yarısında Rus gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyan TürkAkım boru hattının Avrupa kolundaki günlük doluluk oranı ortalama yüzde 96 seviyesinde kaldı.

Avrupa Doğalgaz İletim Sistemleri Operatörleri Ağı verilerine göre, Bulgaristan-Türkiye sınırındaki Strandzha 2 – Malkoçlar giriş noktası üzerinden 1–15 Kasım döneminde 812,6 milyon metreküp gaz sevk edildi. Bu miktar geçen yıla göre yüzde 12,3, ekim ayına göre ise yüzde 2,6 artış anlamına geliyor. Günlük maksimum kapasitesi 56,7 milyon metreküp olan hattın bu dönemde ortalama 54,2 milyon metreküp gaz taşıdığı ve doluluk oranının yüzde 95,6 olduğu bildirildi.

Karadeniz üzerinden geçen ve toplam yıllık kapasitesi 31,5 milyar metreküp olan TürkAkım, Ukrayna transit hattının kapanmasının ardından Gazprom’un Avrupa’ya uzanan tek ihracat güzergahı haline geldi.

- Financial Times, Ukrayna Devlet Başkanı  Zelenskiy’in yakın çevresini sarsan yolsuzluk krizinin Kiev hükümetini devirebilecek boyutlara ulaştığını yazdı. “Nakit dolu çantalar ve altın tuvalet: Yolsuzluk krizi Zelenskiy hükümetini sarıyor” başlıklı makalede, kolluk kuvvetlerinin Kiev’deki lüks dairelerde arama yaptığı, altın tuvaletler ve para dolu spor çantalarının bulunduğu belirtildi.

Gazete, soruşturmanın enerji santrallerine yönelik rüşvet ağıyla bağlantılı olduğunu, Zelenskiy’in ise bu krize geç tepki verdiğini bildirdi. FT’ye göre, yaz aylarında devlet başkanının ekibi, kendilerini hedef alan yolsuzluk dosyalarını araştıran bağımsız kurumları etkisiz hale getirmeye çalışmıştı. Uzmanlar, soruşturmanın Zelenskiy veya başkanlık ofisine uzanması halinde ülkenin siyasi dengesinin tamamen değişebileceğini vurguladı.

- Kommersant'ın haberine göre Donetsk Halk Cumhuriyeti’nde yaklaşık 500 bin kişi, bölgedeki enerji altyapısına düzenlenen insansız hava aracı saldırısı nedeniyle elektriksiz kaldı. Bölge lideri Denis Puşilin, Donetsk, Makeevka, Gorlovka ve Yasinovataya şehirlerinin etkilendiğini belirterek, “Yaklaşık 500 bin abone elektriksiz kaldı” dedi. Puşilin, onarım ekiplerinin derhal çalışmalara başladığını ve şu anda Gorlovka’da, ayrıca Donetsk ile Makeevka’nın bazı bölgelerinde elektriğin yeniden verildiğini açıkladı.

- Alman BILD gazetesinin analizine göre Rusya, Kasım 2025 boyunca Ukrayna’da yaklaşık 900 kilometrekarelik bir alanı kontrol altına aldı. Bu büyüklük, Berlin’in yüzölçümüne neredeyse eşdeğer. Gazetenin analisti Julian Röpke, Rus ordusunun ilerleme hızına bakıldığında Dnipropetrovsk ve Zaporijya bölgelerine ulaşmasının yalnızca “bir ay meselesi” olabileceğini söyledi. Ukrayna yanlısı tutumuyla bilinen Röpke, bu gelişmenin en geç bir iki yıl içinde gerçekleşebileceğini öne sürdü.

- NATO, Rusya’nın 21 Ekim’de test ettiği “Burevestnik” adlı kıtalararası seyir füzesini ciddi bir tehdit olarak değerlendirdi. Euronews’un aktardığı gizli belgelere göre, füzenin olağanüstü menzili ve manevra kabiliyeti, ittifakın savunma sistemleri açısından kontrolü zor bir risk yaratıyor.

Belgelerde ayrıca, nükleer motorla donatılmış “Burevestnik”in yanı sıra Rusya’nın geliştirdiği nükleer süpertorpido “Poseydon”un da ciddi endişe konusu olduğu belirtiliyor. NATO uzmanları, bu insansız denizaltı aracının büyük derinliklerde tespit ve imhasının son derece güç olduğunu, mevcut torpido sistemlerinin menzil ve hız açısından yetersiz kaldığını vurguluyor. Buna karşın bazı uzmanlar, “Burevestnik”in teknik olarak başarılı olsa bile Rusya’ya belirgin bir stratejik üstünlük kazandırmayabileceği görüşünde.

- Kremlin dış politika baş danışmanı Yuri Uşakov, Rusya ile ABD’nin Ukrayna konusunda temaslarını sürdürdüğünü açıkladı. İnterfaks’a konuşan Uşakov, görüşmelerin Anchorage’da varılan mutabakatlar temelinde yürütüldüğünü belirterek, “Bu, barışçıl çözüm için gerçekten iyi bir yol” dedi.

Uşakov, Washington’un bu anlaşmaların geçerliliğini yitirdiğine dair resmi bir açıklama yapmadığını vurguladı. Anchorage’da varılan anlayışların Kiev’e de iletildiğini söyleyen Kremlin yetkilisi, “Ukrayna tarafı bundan hoşlanmadı, aynı şekilde bazı Avrupalılar da memnun değil, ancak hepsi değil” ifadesini kullandı. Uşakov ayrıca, Rusya-ABD zirvesinin Budapeşte’de yapılması konusundaki temasların sürdüğünü, iki liderin 16 Ekim’de görüştüğünü ve toplantının şimdilik ertelendiğini belirtti.

- Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, enerji sektörünün kilit oyuncularından NIS’te Rusya’ya ait hisselerin belirli koşullar altında Sırbistan tarafından satın alınabileceğini açıkladı. Devlet televizyonu RTS’ye konuşan Vucic, Avrupalı ve Asyalı ortaklarla görüşmelerin sürdüğünü belirterek, fiyat konusunda uzlaşma sağlanamaması halinde hükümetin “daha avantajlı bir teklif” sunabileceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı, müzakerelerin hızlandırılması ve gelecek hafta somut kararların alınması çağrısında bulundu. ABD’nin 37 gün önce NIS’e yönelik yaptırımlar uygulamaya başladığını hatırlatan Vucic, “Hazırlıklıyız, yakıt rezervlerimiz yeterli, panik için neden yok. Ancak rezervleri tamamen tüketmemeliyiz” dedi. Gazprom Neft’e ait olan ve Pancevo’daki rafinerisiyle ülkenin akaryakıt piyasasında hâkim konumda bulunan NIS, aynı zamanda Bosna-Hersek, Bulgaristan ve Romanya’da 400’den fazla istasyon işletiyor.

- ABD’nin Güney Kore’deki kuvvetlerinin komutanı Korgeneral Xavier Brunson, Kore Yarımadası’nın “Rusya ve Çin’e karşı stratejik bir merkez” haline geldiğini söyledi. Chosun Ilbo ve Yonhap’ın aktardığı makalesinde Brunson, yarımadanın coğrafi konumunun ABD’ye aynı anda üç yönlü – Kuzey Kore, Çin ve Rusya – üzerinde baskı kurma imkânı verdiğini belirtti.

Brunson’a göre Pyeongtaek’teki Camp Humphreys üssü, Pyongyang’a 254 kilometre, Pekin’e 985 kilometre, Vladivostok’a ise 1770 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Komutan, bu konumun ABD güçlerine Japon Denizi’nde Rus donanmasını ve Sarı Deniz’de Çin kuvvetlerini sınırlama avantajı sağladığını ifade etti. Ayrıca Güney Kore, Japonya ve Filipinler’i “stratejik üçgen” olarak nitelendiren Brunson, bu ülkelerin Asya-Pasifik’te ABD’nin güvenlik ağının temel unsurları olduğunu vurguladı.

ARŞİV: 23 Eylül-16 Kasım 2025

 
ÖNEMLİ GELİŞMELER_ARŞİV HABERLERİ için TIKLAYIN

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Yıl sonu yaklaşırken Rusya'da iş hedeflerinize ne kadar yakınsınız?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама