"Karabağ Azeri toprağıdır, Ermeniler tarihi fırsatı kaçırdı"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu’nda konuştu. Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Azerbaycan'ın Karabağ'da başlattığı operasyona dair önemli mesajlar verdi.
Erdoğan, "Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki görüşme sürecini başından beri destekledik. Ancak Ermenistan’ın bu tarihi fırsatı yeterince değerlendiremediğini görüyoruz. Artık herkesin kabul ettiği gibi Karabağ, Azerbaycan toprağıdır. Bunun dışında bir statüye atılması asla kabul edilmeyecek" dedi.
Erdoğan ayrıca, "Kıbrıs'ın artık federasyon modeli temelinde gerçekleşemeyeceği herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Uluslararası toplumu bunu kabullenerek KKTC'nin bağımsızlığını tanımaya, bu ülke ile diplomatik siyasi ve ekonomik bağlar kurmaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından başlıklar:
"Güney Kafkasya’da barışın, huzurun ve iş birliğinin tesisi yolunda, önümüzde tarihi bir fırsat bulunuyor. Bu fırsatı değerlendirmek için Ermenistan ile iyi komşuluk ilişkileri ve tam normalleşmeyi hedefleyen bir süreç başlattık. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki görüşme sürecini başından beri destekledik. Ancak Ermenistan’ın bu tarihi fırsatı yeterince değerlendiremediğini görüyoruz. Artık herkesin kabul ettiği gibi Karabağ, Azerbaycan toprağıdır. bunun dışında bir statüye atılması asla kabul edilmeyecek. Ermeniler dahil herkesin Azerbaycan topraklarında barış içinde yan yana yaşaması öncelikli hedefimiz olmalıdır. Tek millet, iki devlet şiarıyla hareket ettiğimiz Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü koruma yönünde attığı adımları destekliyoruz. Kadim medeniyetimizin köklerinin uzandığı ve aynı kültürü paylaştığımız Orta Asya ülkeleriyle iş birliğimizi güçlendiriyoruz. Türk devletleri teşkilatının bölgesel ve küresel düzeyde giderek daha etkin bir aktör haline dönüşmesinden memnuniyet duyuyoruz."
"Genel sekreterin geçen günlerde yaptığı İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan kurumların bugünün dünyasının yansıtmadığı tespitine biz de katılıyoruz. Bu tespit bizim, "Dünya beşten büyüktür" çağrımızı ifade ediyor. Güvenlik Konseyi, artık güvenliğinin teminatı olmaktan çıkmış, beş ülkenin siyasi stratejilerinin çarpışma alanı haline gelmiştir."
"Kıbrıs’ta yaşana son hadiseleri, bu içi boşalmış, adalet ve güven telkin etmeyen kurumsal yapının bir tezahürü olarak değerlendiriyoruz. Barış ve istikrarın güçlendirilmesine yönelik sayısız inisiyatife öncülük etmiş bir ülke olarak sayın Guterres'in yeni gündem oluşturulması çağrısına önem veriyoruz. Bu anlayışla Rusya-Ukrayna savaşını, başından beri "Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz" teziyle hem Rus hem Ukraynalı dostlarımızı masada tutmaya gayret ediyoruz. Savaşın, Ukrayna'nın bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü temelinde, diplomasi ve diyalogla sona erdirilmesine yönelik çabalarımızı arttırarak sürdüreceğiz."
"BM ile başlattığımız Karadeniz girişimi ile dünya piyasalarına 33 milyon ton tahıl ürünü sevk edilmesinin sağlayarak, küresel açlık krizi tehlikesinin önüne geçtik. Şahsi gayretlerimiz neticesinde girişim, üç kez uzatıldı. Girişimin 17 Temmuz itibarıyla çıkmaza girmesi, dünyayı yeni bir krizle yüz yüze bıraktı. Küresel açlık tehlikesiyle karşı karşıya bulunan coğrafyalara uzanan bu insani köprünün bir şekilde idamesi için temaslarımız sürüyor. Öncelikle bir milyon tahılın Afrika ülkelerine sevkini öngören planı bu bakımdan önemsiyoruz. Amacımız, çevremizdeki çatışma ve ihtilaflar karşısında dünya barışına ve refahına mümkün olan en büyük katkıları sunmaktır."
"Artık 13. yılına giren Suriye’deki insani trajedi, köken ve inanç fark etmeksizin bölgedeki herkesin hayat şartlarını daha da zorlaştırıyor. Suriye’nin hem siyasi birliğinin hem sosyal bütünlüğünün hem de ekonomik yapısını tehdit eden gelişmelere karşı ilkeli, yapıcı ve adil tutum ortaya koyan yegane ülke konumundayız. Ülkemizde 14 milyon insanımızı etkileyen 6 şubat depremlerinin yıkıcı etkisi Suriye’de de kendini göstermiştir. Özellikle Kuzey Batı Suriye’de zaten sıkıntılı olan insani durum daha da kötüleşmiştir. Tam da böyle bir dönemde, BM’nin bölgedeki sınır ötesi insani yardım operasyonunun kesintiye uğraması, talihsiz bir gelişmedir. Türkiye olarak Suriye’nin kuzeyinde, zor şartlarda hayat mücadelesi veren 4 milyonu aşkın insanı elbette kaderine terk etmeyeceğiz."
"Sınırlarımız ötesinde inşasına öncülük ettiğimiz konutlar tamamlandıkça sığınmacıların buralara geri dönüşü hızlanacaktır. Ancak Suriye'nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğine en büyük tehdit bu ülke üzerinde hesabı olan güçlerin güdümündeki terör örgütlerine verilen açık destektir. Bir yandan PKK terör örgütünün diğer yandan mezhep ayrışması üzerinden organize edilen radikal grupların cenderesi altında bunalan Suriye halkı isyan noktasına gelmiştir."
"AB’den beklentimiz, uzun süredir ihmal ettiği ülkemize yönelik yükümlülüklerini süratle yerine getirmeye başlamasıdır. özellikle Türkiye'ye yönelik sergilenen ikircikli tavırların artık bir son bulması gerekiyor. "
19.9.2023

Реклама