Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
YAZARLAR

Gül'ü beklerken halının altındakiler...

 

Biz yıllardır, sık sık haksız ithamlara da göğüs gererek, her ortamda, her zaman Türk-Rus dostluğunun, işbirliğinin daha da geliştirilmesinin gerekliliğini savunuyoruz.... Gelinen noktanın, gelinebilecek noktanın yanında hala cılız olduğunu savunuyoruz...

1491’den bugüne, 518 yılını geride bırakan Türk-Rus ilişkileri, tarihinin en parlak dönemlerini yaşıyor... idi! Çok değil iki sene öncesine kadar.

1998’de Rusya’nın terör örgütünün başını barındırmama kararı alarak önemli bir açılım yapması, 1999 sonunda devrin başbakanı Bülent Ecevit’in Moskova ziyareti, sonrasında Putin’in iktidara gelişiyle Türkiye’nin enerjide stratejik ortak seçilmesi, 2004’te Putin’in Ankara ziyareti, arkasından Mavi Akım ile birlikte “bahar havası”nın tomurcukları patlatması, derken Erdoğan’ın Rusya, Putin’in Türkiye ziyaretleri ile çiçeklenen ortamda, herşey olabilecek en iyi çizgide ilerledi...

“Yükseliş” döneminden nisbi bir “Duraklama” dönemine geçiş, iki yıl evvel Rusya’nın Mavi Akım’a paralel bir boru hattı daha döşeyip Avrupa’ya gaz sevkiyatında tam anlamıyla tekel olma arzusunun alenileşmesiyle başladı. Putin Türkiye’ye “ıkinci hattı yapalım, siz de artık sadece gaz alıcısı değil, transit ülke olarak da para kazanın” teklifini götürdü. Ama Türkiye’nin bir bakıma “boyunu aşan” şartlar bu teklife olumlu cevap verilmesini engelledi. Ankara’nın “istedikleri” ile “yapabilecekleri” arasında her zaman denge olamadı. Bir yandan Kandil Dağı’yla, güvenlik sorunlarıyla uğralan Ankara, Rusya’yı gazda tek hakim yapacak boru hattına, muhtemelen okyanus ötesinden de gelen karşı konulamaz baskılar yüzünden “ne evet, ne hayır” dedi. Ama proje uzun süre masada kalınca, Rusya mesajı” adlı. Daha fazla üstelemenin, zaten iki arada bir derede kalan Türkiye’yi daha da zorlayacağını görüp, başka alternatiflere yöneldi, nitekim Güney Akım hattı ortaya çıktı...

Bu olay yaşandığından beri, Türkiye ile Rusya ilşkilerimde “soğukluk” depilse de bir “burukluk” var. Ayaklar gazdan çekildi, frene basıldı. Bunu mikrofon uzatıldığında değilse de, “off the recrod” sohbetlerde iki taraf yetkilileri de  kabulleniyor. Sorun muhtemelen Rus tarafının, her anlamda “köprü” pozisyonunun, Türkiye’yi dengeli yürüyüşlere, manevralara mecbur bıraktığını anlamasıyla kolaylaşacak. Moskova, bölgesel bir güç olmakla birlikte Türkiye’nin mevcut konjoktürde  ne herşeye “hayır” diyecek kadar güçlü, ne herşeye “evet diyecek kadar zayıf olmadığını artık anlamalı.

Gül’ün gezisinde bir anlamda muhabbet tazelenecek. Atılacak imzalardan, yapılacak protokollerden daha önemlisi, bu gezinin gerçekleşmesi,üst düzey temaslardaki kesintinin telafi edilmesidir. Dostluk, işbirliği mesajlarının altı çizilerek tekrar verilmesidir. Bunun “moral boyutu”, “sembol” yanı kelimelele izah edilemeyecek kadar önemli ve güçlüdür.  Rusya’nın Ukrayna’dan Gürcistan’a kadar, “hısım” olduğu ülkelerle “hasım” haline geldiği bir dönemde, Türkiye’nin sıcak ilişkilerini sürdürüyor olması, karşılıklı güven ortamının korunması azımsanacak bir başarı da değildir.

Ama bunları vurguladıktan sona en başa dönmek farz oluyor. Dostluk ve işbirliği arzusu, var olan sorunları halının altına süpürmeyi gerektirmemeli. Üstelik iki ülke arasında  çok da fazla sorun yok iken. Mesela gümrüklerde yaşanan sorunun Başbakan Erdoğan tarafında uzun süre “önemsenmemesi”, muhtemelen Rusya ile ilişkilerde “gülün dikeni” sayılması sağlıklı bir tarz değildi. Nitekim Türk işadamları bu kadar büyük sıkıntılar yaşarken, aylar sonra Erdoğan’ın  Davos’ta sorunu naklettiği Putin’in “Haberim yok” dediğini, bizzat Başbakan Yardımcısı Yazıcı açıkladı. Bu durumda sorun “işitmeyende” değil, daha çok “sesini duyuramayanda” değil midir? Gümrük sorunu bu bağlamda Moskova zirvesinde önemli bir başlık olmak zorundadır. Sorunları konuşarak aşmak gerekir, unutarak değil.

Gül’ün ziyaretinin yeniden “Yükseliş” devrine kapı aralaması, kriz ortamında iki ülkenin dayanışmasının daha da artması mümkün. ıki tarafta da bunun için en önemli faktör mevcut: Niyet, arzu. Bardağın yarısını hep dolu görerek ve “dostluk  propagandası”ndan da vazgeçmeyerek yola devam...

10/2/2009

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Hayatınız ve işiniz için 2023'e kıyasla genel 2024 beklentiniz nedir?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама