Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
YAZARLAR

Turizimcilerin gecesi ve bir şarkı: "Daha önceleri neredeydiniz?"

 

Vefa’nın sadece ıstanbul’da  bir semt adı olmadığını dün bir daha öğrendik...
Geleneklerimizde, genlerimizde olan vefa duygusunu, takdir etme olgunluğunu, başarıyı birlikte paylaşma coşkusunu, “Biz isteyince neler yaparız” gururunu yaşadık dün gece...
ılk kez Turizm Bakanlığı’nın Moskova’daki neferleri böyle bir organizasyona imza attılar. Aslında Rusya’da eski, ama makamda yeni olan Turizm Müşaviri Nermin Batmaz ve arkadaşları güzel bir gelenek başlattılar. 2 milyona yakın Rus turisti Türkiye’ye taşıyan sektörün emektarları unutulmadı, takdir edildi, hakları teslim edildi. Ve bu da bizzat Turizm Bakanı’nın elinden verilen plaketlerle yapıldı. Artık bu güzel organizasyon her sezon sonunda yapılmazsa takipçisi olmamız lazım. Bunun bir gelenek olması farz.

Neredeyse 10 yıldır bu topraklarda gazetecilik yapan biri olarak itiraf edeyim:
Rusya’da bu kadar çok Türk turizm sektörü temsilcisini ilk kez dün gece birarada gördüm!
Üstelik aynı sahnede... Yan yana... Birbirlerinin plaket almasını alkışlarken... Sonra aynı masanın etrafında oturup sorunları tartışırken... Bu tabloyu korumamız lazım...

Elbette ki rekabet hayatın da iş dünyasının da “olmazsa olmaz”ı.
Elbette ki herkes “1 numara” olmak, en fazla turist götürmek, en fazla para kazanmak için çabalayacak...

Ama bunu yaparken, kendi ayağımıza kurşun sıkmadan... Kendi bindiğimiz dalları kesmeden... Üç günlük ve üç kuruşluk hesaplarla geleceği kaybetmeden... Bizi birbirimize düşürüp aradan malı götürmek için pusuda yatanların tuzağına düşmeden... Rusya’dan birkaç sene değil, her sene ekmek yeneceğini unutmadan yapmak lazım...

Bizde bu güneş, kum ve deniz, Rusya’da bu iklim oldukça, hiçbir zaman ölmeyecek belki de tek sektör turizm olacak.  Ve Rus halkının gelirleri tabana yayıldıkça, orta vadede Türkiye’ye giden turist sayısı da katlanacak.

Ama değişen şartlara hazırlıklı olmak lazım. Yenilikçi, yaratıcı olmak lazım. Reklamdan tanıtıma kadar “Artık yeni şeyler söylemek lazım”. Yumurta kapıya dayanmadan çözümler üretmek lazım.

Ve bunların hepsi için de önce “diyalog” lazım. Deneyimleri paylaşmak lazım. Pastadan bir lokma yemek için masada herkesi dirseklemek yerine, “ Birlikte bu pastayı nasıl büyütürüz ki bizim dilimlerimiz de kendiliğinde büyüsün” diye düşünmek lazım.

Türk turizmcilerin Rusya pazarında artık 15 yıla yaklaşan deneyimi var. Birikimi var. Türk turizmciler geçen bu kadar yılda çok şey öğrendiler, “know how” yarattılar, Türkiye’yi bile aşıp Mısır’a kadar hakim oldular, kendi ufuklarını da genişlettiler. Ama düne kadar aynı masanın etrafında oturabilmeyi başaramamışlardı. Plaket alma vesilesi ile, ya da paçalar tutuşmaya başladığı için Bakan’a “Yandım Allah!” diye yakınma vesilesi ile bile olsa, dün o masanın etrafında oturulması bence büyük bir adımdı.

Bu adımın gerisi gelmeli. Bu diyalog, birliktelik sürmeli. Birbirimizi dinlemeyi, tahammül etmeyi, birarada yaşamayı öğrenmemiz lazım. Başka türlü davranmaya turizmcilerin hakkı yok. Çünkü onlar, bizatihi Türkiye’yi bir “ürün” olarak satıp para kazanıyorlar. Biz dahil, Rusya’da yaşayan herkesin Türk imajının gelişmesi, daha çok Rus’un Türkiye’ye gitmesi, Türkiye’yi sevmesi için yıllardır dur durak bilmeden verdiği çabaların en fazla onlara doğrudan katkısı var. Hazır konu “vefa”dan açılmışken, bunları da unutmasınlar. Vefasızlıklar, hatalar ve de yanlışlar bir başka yazının konusu. Bugün güzel şeylerden bahsedelim.

Turizm sektörünün önü açık. Çünkü Türkiye’den güzel memleket yok. Rusların da Türkiye’nin yerine koyabilecekleri alternatif yok. Turizmcilerimiz de bu cephede en güçlü kozumuz. Onlar bu kadar başarılı olmasaydı, giden milyonlarca turist sayesinde Türkiye'nin de Türk malının da Rusya'daki imajı bu kadar hızlı düzelmezdi. Haklarını teslim edelim. Hepsini tek tek alkışlayalım.

Ama turizmcilerin “En ağır darbeyi, kendini en güçlü hissettiğin anda yersin” sözünü çerçeveletip duvara asmaları lazım. Ve de dün gece yaptıkları gibi, aynı masanın etrafında oturup konuşmayı, tartışmayı, üretmeyi becermeleri lazım. Öbür türlü hepimiz kaybedeceğiz.

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Hayatınız ve işiniz için 2023'e kıyasla genel 2024 beklentiniz nedir?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама