Rusya'da yeni dönem başlarken/ 'Halkların kardeşliği' bu pazarda geçmiyor!
![]()
Kafalarına aslan maskesi takmış Rus polisleri ellerinde joplarla dalıyor arenaya. Tribünden yumruk yapılmış bir el, başparmağını sertçe aşağı doğru çeviriyor: "Davay!" ('Hadi rastgele' manasında). Polisler 'Yer misin, yemez misin' diye girişiyor pazarcılara, çöpçülere. Feryat figân, itiş kakış arasında perde iniyor.
Rusya'da 'yeni bir dönem'in başladığı söyleniyor. Bir gün büyüklerimiz, memlekette haddinden fazla yabancı yaşadığını fark etti. Bunların çoğu zaten illegaldi. Sayıları 10 milyon saptanmıştı. ABD'ye kapağı atmak için tel örgülerden atlayan Meksikalılar ya da ceviz kabuğu teknelerde zalim dalgalarla boğuşan Kübalıları hasetinden çatlatacak şekilde; Rus gümrüğünden elini kolunu sallayarak 'legal' şekilde, turist gibi giriyorlardı üstelik. Sonra çalışma ve oturma izinlerini illegal yollardan satın alıyor, tamamen kaçak olarak pazar satıcılığından ameleliğe kadar her yerde çalışıyor, tüm sahte belgeleri yetkili makamlardan satın alıyor, yolunu kesen polislerin elinden her seferinde münasip bir 'bahşiş' ödeyerek kurtuluyor, illegal bir dünyada sallan yuvarlan gidiyorlardı. Herkesin nasiplendiği bir yalancı dünya, hiç kimsenin 'Kral çıplak!' demekte menfaat görmediği bir tuluat tiyatrosu sürüp gidiyordu.
Derken birkaç şehirde yerli halk ile 'illegal yabancılar' arasında, menfaat çatışmalarından beslenen etnik patırtılar, Moskova'da 'yabancı'ların denetimine geçen pazaryerlerine Rus köylülerinin patates satmak için bile sokulmadığı yakınmaları, kimi bölgelerde illegal yabancı kolonilerinin sökün etmesi, gidişatın parlak olmadığını devletin tepesine duyurdu, alarm zilleri çaldı ve Demokles'in kılıcı indi.
şu günlerde hükümet hummalı bir çalışma içinde. Pazaryeri, dükkân ve eczanelerde, kısacası perakende sektörünün hiçbir satış noktasında 1 Nisan'dan itibaren yabancılar çalışamayacak: Yasak! Maksat, Ruslara yer açmak, illegalleri geldikleri yere yollayıp memlekette huzur ve güven tesis etmek. Bu arada Türkiye'den kalkıp Moskova'nın mahalle tekstil pazarlarında Mahmutpaşa usulü tezgâh açan yurdum insanına da yol göründü. ınşaatçılar içinse kotalar ağırlaştırılacak.
Bu işin nereye varacağı muamma. Özellikle Moskova'da sokakların temizliğinden otobüs şoförlüğüne, inşaat işçiliğinden tezgâhtarlığa şımarık Moskovalıların 'ayak işi' saydığı her şeyi, artık 'tu kaka' denilen göçmenler yaparken... 300 dolara haftanın 7 günü, günde en az 12 saat izinsiz ayakta çalışacak Rus işçi şimdi nereden bulunacak? Başkentte aylık resmi ortalama gelir 1000 doları aşmışken, gayriresmi gelirlerle (rant, rüşvet, ek iş vs) bu rakam aslında 1500 doları bulurken, hangi Moskovalı pazarda üç kuruşa domates satacak? 'Diğer Rus şehirlerinden işçiler gelir' diyenleri de anlamak zor. Orada kendi evinde, ailesiyle iyi kötü yaşayan ve Rusya çapında 350 doları bulan ortalama gelirle idare eden taşralı bir Rus, bir göz odanın 500 dolara kiralandığı Moskova'ya 300-400 dolarlık maaş uğruna mı gelecek? Bir Tacik ya da Azeri, o tek göz odada 10 kişi uyuyup, kendi ülkesine Moskova'dan ayda 100 dolar yollasa, geride bıraktığı tüm aileyi besliyordu. şimdi taşralı Rus bunu nasıl ve neden yapsın?
Biz Türkler ile Rusların bir başka ortak özelliği de bu: 'Vur' denince öldürüyoruz. ıfrat ile tefrit arasında sallanıyoruz. Elbette ki ülkede illegal göçmen işçi olmamalı. ıllegallerin en büyük zararını, bizim gibi her şeyi legal olan yabancılar çekiyor. Çünkü polisin de, halkın da, memurun da gözünde, kurunun yanında 'yaş' olarak biz yanıyoruz. Oysa hem ülkenin ihtiyaçlarını iyi hesaplamak, nüfus azaldığı için günden güne eriyen iş gücünü daha da azaltmamak, illegallere 'legalleşme' şansı vererek vergi gelirlerini de artırmak daha akıllıca bir yol değil mi? Yoksa kritik seçimler yaklaşırken milliyetçilik dalgasını kabartmak ve üstünde sörf yapmak isteyenler mi durumdan vazife çıkarıyor? 'Halkların kardeşliği' ikinci bir emre kadar durduruldu mu?
Реклама