"Dünya üçe bölünüyor: Rusya için fırsat mı, tehdit mi?"
Küresel ekonomik düzen, ABD, Çin ve AB'nin liderliğinde üç ayrı ticaret bloğuna bölünme sürecine girerken, bu jeoekonomik parçalanma Rusya için hem riskler hem de fırsatlar yaratıyor. RBC’nin analizine göre, yeni küresel yapı, ülkelerin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi ve teknolojik olarak da kendi “bloklarına” bağlılıklarını artırdığı bir dönemin habercisi. ABD'nin çevresinde şekillenen Batı bloğu, Çin’in etki alanındaki Asya bloğu ve Avrupa merkezli sistem giderek daha belirgin sınırlarla ayrışıyor.
Analistler, bu çok kutuplu yapı içinde Rusya’nın Çin liderliğindeki bloğa daha sıkı entegre olduğunu belirtiyor. Batı yaptırımlarıyla izole edilen Moskova, tedarik zincirlerini Asya’ya yönlendirerek Çin, Hindistan, Türkiye ve Orta Asya ülkeleriyle ekonomik bağlarını derinleştiriyor. Ancak bu yöneliş, Rus ekonomisini Çin’e bağımlı hale getirme riski taşıyor. Özellikle teknoloji ve finans alanında Çin’in kurallarına uyum sağlamak zorunda kalınması, stratejik özerkliği zayıflatabilir.
Wells Fargo gibi Batılı finans kuruluşlarının tahminlerine göre, bu tür bloklaşmaların küresel ekonomik büyümeye etkisi olumsuz olacak. Ancak Rusya’nın mevcut konumundan, özellikle enerji, hammadde ve tarım ürünleri üzerinden avantajlar devşirmesi mümkün. Çin ve Hindistan gibi dev pazarlara düşük fiyatla enerji ve tahıl sağlayan Moskova, kendi bloğu içinde kritik bir tedarikçi konumuna yükseliyor.
Yine de uzmanlar, Rusya’nın uzun vadeli çıkarlarının sadece “doğuya dönerek” korunamayacağını vurguluyor. Yeni blok düzeninde rekabet yalnızca ekonomiyle sınırlı kalmayacak; teknoloji standartları, dijital para sistemleri ve güvenlik politikaları da bu ayrışmanın parçaları olacak. Bu nedenle Moskova’nın, bloklar arası geçiş alanlarında stratejik esneklik sergilemesi gerektiği belirtiliyor. Aksi halde Rusya, Çin’in arka bahçesinde etkisiz bir oyuncuya dönüşebilir.
12.7.2025
Реклама