Modern zamanın 'nostalji kapsülü' Piter FM geri dönüyor
2006’da gösterime girdiğinde büyük etki yaratan Piter FM hem yeniden gösterime giriyor, hem de filminin devamı çekiliyor. Yönetmen Oksana Bıçkova’nın, Petersburg sokaklarında tesadüflerle örülü bir yazı anlattığı ilk filmi, aradan geçen yirmi yılda adeta bir şehir mitolojisine dönüştü. Bugün Piter FM, sadece bir romantik komedi değil; dönemin ruhunu, umutlarını ve kaçırılmış ihtimallerini hatırlatan bir “nostalji kapsülü” olarak hafızalarda yer ediyor.
Devam filminin çekileceği haberleri Rus basınında heyecanla karşılandı. İlk filmde birbirini bir türlü bulamayan ama seslerini duyan Maşa ve Maksim’in hikâyesi, pek çok izleyici için şehirli yalnızlıkların, küçük rastlantıların ve hafif romantizmin kusursuz bileşimiydi. Petersburg’un gri bulutları altında, bir cep telefonunun peşinde geçen bu hikâye, şehirde kaybolmakla bulunmak arasında gidip gelen duyguları yansıtıyordu.
Piter FM’in en sevilen yanı, büyük iddialardan uzak durmasıydı. Ne melodrama sapmıştı ne de sıradanlığı yüceltmişti. Filmde yer alan karakterler —dvorniklik yaparak geçinen bir mimar, bir radyo sunucusu, kayıp bir telefon ve bozuk sinyaller— Petersburg’un insanları kadar gerçek ve sıradandı. Ancak film, tüm bu gündelikliği öyle bir samimiyetle sundu ki, seyirciler için bu karakterlerin hikâyesi izlemekten çok, sokakta karşılaşmak gibi bir deneyime dönüştü. Sokaklar, tramvaylar, yağmur altında parlayan taşlar… Petersburg, adeta bu filmin üçüncü başrolüydü.
Filmin atmosferi yalnızca o dönemin gençliğini anlatmakla kalmadı; aynı zamanda bugün hâlâ aranan bir huzur ve anlam duygusunu da içinde taşıyor. Ekrandaki romantizm, bir aşk hikâyesinden çok, hayatın içindeki küçük dikkat anlarına odaklanıyor: yabancı bir sesin tanıdık gelmesi, rastgele bir radyoda çalan bir şarkının insanı durdurması ya da bir köprüde oturup sadece sessizce düşünmek... Bugünün hızına alışmış şehir insanı için Piter FM, yavaşlamak, durup bakmak ve belki de kaçırdığı insanları düşünmek demek.
Şimdi Piter FM 2 ile yeniden karşılaşmak bir umut kapısı olabilir. Belki Maşa ile Maksim bu kez yollarını bulur, belki Petersburg hâlâ aynı esintiyi taşır. Ama bu devam filmi, her şeyden önce, ilk filmin neden bu kadar sevildiğini ve neden Petersburg’un ruhuyla özdeşleştiğini yeniden hatırlatacak: çünkü bazen bir şehirle, bir sesle ya da kayıp bir telefonla kurulan bağ, bir ömür unutulmaz.
12.7.2025

Реклама