Moskova'nın simge mekanlarından Rossiya yeniden doğuyor
Moskova’nın en sembolik mekânlarından biri olan ve geçmişte Rossiya sineması olarak bilinen, günümüzde ise Puşkinskiy adını taşıyan yapı, altmış yıllık inişli çıkışlı tarihinin ardından yeniden doğuyor. Moskviçmag dergisi, 2024 sonlarında ortaya çıkan söylentilerin doğrulandığını ve Alfa-Bank’ın binayı satın aldığını yazıyor. Mekanın yeni sahipleri, burada büyük bir sergi alanını da içerecek çok işlevli bir kültür merkezi kurmayı planlıyor. Kültürel miras statüsü bulunmasa da binanın yıkılması gündemde değil. Bu, birçok mimar ve tarihçi için sevindirici bir gelişme.
Puşkin Meydanı’ndaki bu yapı, Sovyetler Birliği’nin Batı ile kültürel yakınlaşmasını simgeleyen II. Moskova Uluslararası Film Festivali’ne ev sahipliği yapmak üzere 1960’ların başında inşa edilmişti. Sovyet modernizminin ilk örneklerinden biri olan bina, Stalin sonrası dönemde klasik mimariden uzaklaşılarak çağdaş çizgilere yönelen bir anlayışla tasarlandı.
Kültürel önemi kadar kent planlaması açısından da dikkat çeken bina, 2 bin 100 kişilik kapasitesiyle dönemin en büyük salonlarından biri olarak tasarlanmıştı. Mimarlığını Yuriy Şeverdyayev’in üstlendiği proje, Moskova’nın büyük ulaşım arterlerinin kesişim noktasında, stratejik bir yer olan Puşkin Meydanı’nda yükseldi. Arbat, Lubyanka ve Oktobrskaya gibi diğer meydanlar için de benzer planlar yapılmış, ancak yalnızca Puşkinskaya hayata geçirilmişti.
1962’den itibaren Rossiya sineması, Sovyet sinemasının önemli prömiyerlerine ev sahipliği yaptı. Quentin Tarantino'nun favorisi Çelovek-Amfibiya, Gussarskaya Balada ve Ya Şagayu po Moskve gibi ses getiren filmler ilk kez burada izleyiciyle buluştu. 1990’larla birlikte ise salon, Batılı yapımların gösterildiği başlıca salonlardan biri haline geldi. Hatta 1 Kasım 1990’da Bruce Willis’in başrolünde olduğu Die Hard burada Sovyet izleyicisine sunulmuştu.
Zamanla yalnızca sinema değil, siyaset de burada yer buldu. 1990’ların başında Demokratik Rusya ve Demokratik Reformlar Hareketi gibi oluşumlar burada kuruldu. Elizabet Taylor’dan Akira Kurosawa’ya kadar birçok dünya yıldızı bu salonda ağırlandı. 1999–2001 yılları arasında kapsamlı bir restorasyon geçiren bina, 2012 itibarıyla tiyatroya dönüştürüldü. Ancak müzikal sahnelerine rağmen finansal sürdürülebilirlik sağlanamadı.
Bugünse, bu tarihi bina için yeni bir sayfa açılıyor. Yeni yatırımcılar, burayı yalnızca nostaljik bir hatıra olarak değil, çağdaş Moskova kültürünün nabzını tutacak bir cazibe merkezi olarak yeniden şekillendirmeyi hedefliyor. Gigantomaninin ve devlet sübvansiyonlarının geride kaldığı günümüzde, bu tür projelerin kaderi, içeriğin zenginliği ve kentliyle kurduğu bağ üzerinden belirlenecek. Puşkin Meydanı ise bu dönüşümün kalbinde yer alarak, kültürel hafızanın mekânsal sürekliliğini korumaya devam edecek.
23.5.2025

Реклама