Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
GÜNDEM

Dağlık Karabağ için Putin, Trump ve Macron'dan çağrı: 'Derhal ateşkes'

Dağlık Karabağ'da yeniden alevlenen çatışmalar nedeniyle ortak bir açıklama yayınlayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Donald Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bölgede derhal ateşkes sağlanması çağrısı yaptı.

Kremlin'den yapılan açıklamaya göre Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu'nun eş başkanları Rusya, ABD ve Fransa'nın liderleri, Dağlık Karabağ'da Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerilimin yeniden tırmanması üzerine ortak açıklama yayınladı.

Dağlık Karabağ'daki cephe hattında gerilimin yeniden tırmanmasını kararlılıkla kınayan Putin, Trump ve Macron, çatışan tarafları askeri faaliyetlere derhal son vermeye çağırdı.

Sputnik'in haberine göre liderler, Azerbaycan ve Ermenistan yönetimlerini iyi niyetle ve ön koşulsuz olarak, AGİT Minsk Grubu'nun desteğiyle çözüme yönelik müzakerelere yeniden başlama yükümlülüğünü derhal üstlenmeye davet etti.

Çatışmalarda hayatını kaybedenlerin yasını tuttuklarını da belirten Putin, Trump ve Macron, ölü ve yaralıların ailelerine başsağlığı temennisinde bulundu.

Azerbaycan ve Ermenistan, dün müzakere masasına oturma çağrılarını reddetmişti. İki ülkenin liderleri, şu anda masaya oturmak için doğru zaman olmadığını savunmuştu. Bu tutum, aktif bir uluslararası arabuluculuk ve diplomatik çabalar ortaya koyulmaması halinde çatışmaların süreceği anlamına geliyor.

Resmi verilere göre çatışmaların yeniden alevlendiği 27 Eylül'den beri tarafların verdiği toplam kayıp siviller de dahil 100 kişiyi aşmış durumda.

Erivan ile Bakü, hukuken Azerbaycan’ın fiilense Ermeni güçlerin kontrolünde olan Dağlık Karabağ bölgesi nedeniyle on yıllardır anlaşmazlık içinde.

Putin kurmaylarıyla Karabağ’ı konuştu: Suriye ve Libya’dan militanların bölgeye gönderilmesi çok tehlikeli

Bu arada Putin, Rusya Güvenlik Konseyi daimi üyeleriyle de görüşme gerçekleştirdi. 

Gazetecilere konuşan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Putin ve Güvenlik Konseyi üyeleri arasında gerçekleştirilen görüşmeyle ilgili, “Toplantıda Karabağ’a Suriye ve Libya’dan militanların gönderilmesinin büyük tehlike arz ettiği dile getirildi” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, Lavrov ile görüştü

Bu arada Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bugün bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Diplomatik kaynaklar, söz konusu görüşmede Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan çatışma ile Libya'da yaşanan gelişmelerin ele alındığını aktardı.

Erdoğan'dan açıklamalar

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dış politika ağırlıklı konuşmasında, "Dağlık Karabağ’ı işgal eden Ermenilerin Azerbaycan’a saldırısıyla başlayan çatışmalar, bunun en somut örneğidir. Burada bir kez daha, Azerbaycanlı kardeşlerimizin işgal altındaki topraklarını kurtarma ve vatanlarını koruma mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu belirtmek istiyorum." açıklamasını yaptı. 

Erdoğan, Meclis'in yeni yasama yılı açılış töreninde konuştu. Dış politika ile ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:

"Ülke olarak, küresel krizlerin en çok yaşandığı coğrafyanın tam merkezinde yer alıyoruz. Balkanlarda, yaklaşık 30 yıl önce yaşanan trajik katliamların ve çatışmaların izleri hala tazedir. Bölgenin kalıcı barışa ve huzura kavuşamadığı da ortadadır.- Karadeniz’de, Kırım’ın işgali ile başlayan kriz, her an yeniden tırmanma potansiyeline sahiptir. Kafkasya, her karış toprağıyla yeni çatışma potansiyelini bünyesinde barındıran bir kriz alanı olma vasfını sürdürüyor.

"Nitekim, Dağlık Karabağ’ı işgal eden Ermenilerin Azerbaycan’a saldırısıyla başlayan çatışmalar, bunun en somut örneğidir. Burada bir kez daha, Azerbaycanlı kardeşlerimizin işgal altındaki topraklarını kurtarma ve vatanlarını koruma mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu belirtmek istiyorum.

"Minsk-3'lüsü denilen ülkelerin 30 yıla yakın zamandır bu sorunu ihmal ettikleri için bu olumsuz gelişmeler karşısında ateşkes arayışı içinde olmaları kabul edilebilir değil. Bir şey mi istedin, işgalcilerin bu topraklardan çıkmaları gerekir ki bir çözüm olsun.

"Azeri kardeşlerimiz topraklarına döneceği günü bekliyor. Önce bunu masaya yatırın. Bunları Sayın Putin, Sayın Macron ile görüştük. Oturdular, konuştular netice yok. Şimdi netice zamanı. Azeri kardeşlerimiz de kendi göbeklerini kesmenin adımını attılar. 

"Ermenilerin, kadim Azerbaycan toprağı Karabağ’ı işgaline ve gerçekleştirdikleri sivil katliamlarına karşı kör, sağır, dilsiz kalanların, bugün sergiledikleri tavır da ikiyüzlülüktür. İşgalcilere sessiz kalıp vatanlarını savunanları ve onların yanında yer alanları suçlayanların sözünün bizim nezdimizde kıymeti yoktur. 

Türkiye olarak, kendimizi “İki devlet tek millet" olarak gördüğümüz Azerbaycanlı kardeşlerimize tüm imkanlarımızla ve tüm kalbimizle destek vermeyi sürdüreceğiz.

Karabağ’ın işgal edildiği dönemde, rahmetli Abdürrahim Karakoç’un şu dizelerinde dile getirdiği hissiyatı, bugün adeta canlı olarak yaşıyoruz:

"Böyle geldi, böyle gitmez bu oyun, zalimleri iflah etmez bu oyun, mazlumların ekmeği, tuzu bizdedir, sizdeki yaranın özü bizdedir"

Evet... Zalimleri iflah etmeyen bu alçak oyun, inşallah bozuluyor. Bu bölgede kalıcı barışın yolu, Ermenilerin işgal ettikleri her karış Azerbaycan toprağından geri çekilmelerinden geçiyor. Ermenistan yönetimini, her şeyi bir kenara bırakıp ısrarla Türkiye’ye iftira atma gayreti de kurtaramayacak.

"Bu haydut devlete destek verenleri, kendilerine insanlığın ortak vicdanı önünde hesap sorulacağı konusunda ikaz ediyorum. Rabbim Azerbaycanlı kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun. Bu mücadelede şehit düşenlere Allah’tan rahmet, Azerbaycanlı kardeşlerimize başsağlığı diliyorum. 

"Unutulmamalıdır ki, söz konusu ülkeler dün yoktu, yarın da muhtemelen olmayacaklar; ama biz Allah’ın izniyle bu coğrafyada ilelebet bayrağımızı dalgalandırmayı sürdüreceğiz. Irak’ta, Körfez Savaşından beri süren istikrarsızlıklar, en çok ülkemize zarar vermiştir.Bölücü terör örgütü, yıllarca Irak’ın sınırımıza yakın bölgelerini üs olarak kullanıp ülkemizde kanlı eylemler yapmıştır. Son dönemde, terör tehdidini kaynağında kurutma stratejimiz çerçevesinde, Irak sınırındaki örgüt yuvalarını birer birer ortadan kaldırıyoruz.

"Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin de rahatsız olduğu bu fitne çukurlarını tamamen bitirene kadar operasyonlarımız sürecek. Bağdat yönetiminin, Türkmen kardeşlerimizin de haklarını gözetecek şekilde, bir an önce ülkede siyasi birliği ve toprak bütünlüğünü sağlaması en büyük temennimizdir.

"Bölgemizde 10’uncu yılına ulaşan Suriye krizi, hiç şüphesiz coğrafyamızın en trajik, en kanlı, en acı meselesidir. Üstelik bu meselenin her boyutu, bizi çok yakından ilgilendiriyor. Öncelikle, bu ülkeyle 911 kilometrelik bir sınıra sahibiz. Sınırın her iki yanında yaşayan halklar binlerce yıllık bir ortak geçmişi paylaşıyor. Bu köklü geçmişin beraberinde getirdiği çok geniş ve derin insani, kültürel, sosyal ve hatta ekonomik ilişkiler vardır.

"Türkiye’nin 40 yıllık terörle mücadelesinde de Suriye, her zaman kritik bir konumda yer almıştır. Üstelik ülkenin istikrarsızlaştığı son 10 yılda, burada en etkili terör örgütleri DEAŞ ve PKK-YPG olmuştur. Suriye’deki zülüm ve savaştan kaçan 4 milyona yakın insanı şehirlerimizde biz misafir ediyoruz. Aynı şekilde Suriye içindeki 4 milyon mazlumun ihtiyaçlarını da yine biz karşılıyoruz. Dünyada, Suriye meselesine her boyutuyla müdahil olma hakkına sahip bir ülke varsa, o da Türkiye’dir. Her kim “Türkiye’nin Suriye’de ne işi var” diyorsa, ya bölgeyi ve tarihini bilmiyordur, ya da kafasında başka hesaplar yapıyordur. Türkiye, Suriye’de, ülkenin siyasi birliği ve toprak bütünlüğü temelinde bir çözüm bulunana kadar, sınırlarını güvenlik altına almak için her yolu ve yöntemi kullanmayı sürdürecektir.

"Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı Harekâtlarımızı bu amaçla gerçekleştirdik. İdlib’te de bu amaçla bulunuyoruz. Sınırlarımızı terör örgütlerine ve onları maşa olarak kullananlara teslim etmedik, etmeyeceğiz. Güvenli hale getirdiğimiz bölgeler dışında kalıp da, halen ülkemize ve kardeşlerimize yönelik saldırıların kaynağı durumundaki her yerde, son teröristi de imha edene kadar harekâtlarımızı sürdüreceğiz.

"Lafa gelince hümanizmi, insan haklarını, ötekine saygıyı dillerinden düşürmeyenlerin sırtlarını döndükleri, ülkelerine sokmamak için her yolu denedikleri mazlumlara sahip çıkmayı sürdüreceğiz. Avrupa Parlamentosu'nda, Avrupa’daki 100 binin üzerindeki kayıp mülteci çocuk konusunu gündeme getiren, yine ülkemizden bir milletvekilimiz olmuştur. Suriyeli sığınmacıların iaşe, ibate ve barınması için ülkemize 3 milyar Avro + 3 milyar Avro sözü veren, sonra da kırk dereden su getirerek bunun çoğunun üzerine yatan yine Avrupa Birliği olmuştur. Dürüst değilller. Kendi güvenlik ve refah kaygılarıyla insanlığın asgari şartlarını dahi bir kenara bırakanlardan ülkemizin gösterdiği erdemli tavrı anlamalarını beklemiyoruz.


1.10.2020

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Hayatınız ve işiniz için 2023'e kıyasla genel 2024 beklentiniz nedir?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама