Siz siz olun, sakın Rusya’ya “Suriyeli mülteci” muamelesi yapmayın...
SUAT TAŞPINAR yazıyor: Rus basınının karşısında oturan Türkiye hazır giyim ve tekstil sektörünün temsilcileri, tüm iyi niyetleri ve halisane duyguları ile konuşuyorlar: “Rusya’ya en zor zamanlarda yanınızdayız mesajı vermeye geldik... Çok zor günler geçirdiğinizi biliyoruz ama biz her türlü desteğe hazırız... Bu günler de geçer... Biz kara gün dostuyuz... Türkiye her zaman Rusya’nın yanında!”
Sağımda oturan Rus gazeteci gülerek yorum yapıyor: “Sizinkiler sanki Rusya’dan değil Suriyeli mültecilerden bahseder gibi konuşuyor!”
Geçen haftanın “göze batan” mevzusunu yazmak, araya Rusya’nın yoğun gündemi girince bu haftaya sarktı.
Hazır giyimciler ve tekstilciler geçen hafta büyük bir fuar için Moskova’daydı. Gerçi katılım 70’lerden 35’lere inmişti ve Türk işadamlarının Rusya’ya tavrı “ihtiyatlı iyimserliğe” dönmüştü ama, yine de sektörü temsil eden farklı kurumlar, onların başkanları doğru bir kararla, bayrak göstermek için Moskova’daydı.
Dost acı söyler ama hakikati söyler. Rus gazetecinin şakayla karışık “dokundurmasını” önemsemek gerektiğini düşünüyorum.
Siz Türkiye’den bakınca nasıl bir manzara görüyorsunuz ama, kriz derinleşmeye başlasa da Rusya yerle yeksan olmuş filan değil...
Birileri tarafından “tuzağa düşürüldüğü” yorumları da taraftar bulsa bile, Rusya sonuçta, kendi bağımsız kararlarıyla attığı adımların sonuçlarını göze alıyor ve “milim sapmadan” kendi seçtiği yolda yürüyor. Doğru ya da yanlış; Rusya bir “kararlılık gösterisi” yapıyor. Yani Rusya’nın “acınacak” bir durumu yok.
Kaldı ki böyle zorlu zamanlarda Rusya’da “milli gurur” hep zirve yapar. Kendilerine acınacak “fukara” gibi bakılmasına çok kızarlar, aksine “tüm dünyaya ayak direyen onurlu büyük devlet” gururu yaşarlar. Ağırlaşan ekonomik şartlara rağmen Putin’e desteğin yüzde 86’ya fırlaması da bu yüzden.
Onun için, Rusya’dan ekmek yiyen iş dünyası işine gücüne baksın. “Pazarda nasıl tutunabiliriz, Batılı rakiplerimizin yaptırımlar ve kriz yüzünden kaybettiği payı biz nasıl kapabiliriz, Rusya’da nasıl kalıcı olabiliriz, birkaç yıl sonra krizden çıkacak Rusya’da nasıl büyüyebiliriz” gibi sorulara kafa yorsun.
Biliyorum “iyi niyetle” atılan adımlar bunlar. Ama sözcükleri dikkatli seçin. Bin düşünün bir konuşun. “Yabancısı” olduğunuz ülkenin şartlarını, anlayışını, tepkilerini, yargılarını yeterince bilmeden, anlamadan konuşmayın. Zira birileri dönüp, “Kim acıyacak, kim acınacak durumda; orası tartışılır” diyebilir...
3.3.2015
Реклама