Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
GÜNDEM

İlk somut adım nasıl atılabilir? Özür metni nasıl formule edilebilir?

TÜRKRUS.COM'un görüşü: Türkiye ile Rusya, bu noktaya gelinmesinden pişmanlık duyulan bir  krizden, daha fazla zarar görmeden ama kendini de küçük düşürmeden çıkmanın yolunu bulmak için “barış peşrevi” çekme dönemine girdi. Üslup yumuşadı. Bugün dünden daha iyi noktadayız; sadece bu bile ‘yarının daha iyi olacağı’ umudunun değirmenine su taşıyor.

Durum özetle şudur: 24 Kasım 2015’de Türkiye Rusya’ya ait Su-24 savaş uçağını angajman kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle Türk hava sahasında vurduğunu söylüyor. Rusya ise uçağının Suriye hava sahasında vurulduğunu savunuyor.

Rusya, pek çok alanda yaptırım uygulama kararı aldığı Türkiye ile ilişkilerin normale dönmesi için üç şart koşuyor: 1- Türk devletinin resmen özür dilemesi, 2- Ölen pilot ve düşürülen uçak için tazminat ödenmesi, 3- Olayın faillerinin yargılanması.

Ankara’dan cumhurbaşkanı dahil her düzeyde gelmeye devam eden “ilişkileri normalleştirme temennisi ve Rusya’ya verilen önemin teyidi” açıklamaları, her seferinde Kremlin’den –son dönemde ton yumuşasa ve öfke dinse de - aynı tepkiyi görüyor: “Önce şartlarımızı yerine getirin.”

Rusya’daki analistlerin genel kanısı, Erdoğan’ın mizacının Rusya’dan açıkça özür dilemeye el vermeyeceği ve diplomatik formül bulunması gerektiği yönünde. Türkiye’de de benzer şeyler konuşuluyor ama somut olarak “nasıl bir formül” bulunacağına dair fazla öneri yok.

İki ülke ilişkilerinin bozulmasından en fazla canı yanan, artık bir aile olmuş, iç içe geçmiş Türk-Rus toplumunun mütevazı temsil kanallarından biri olarak TürkRus.Com, tartışmalara katkı açısından önerilerini okurlarıyla paylaşmak istiyor:

Ankara, kayıtsız şartsız bir özrü iç dinamikler nedeniyle kendi kamuoyuna izah edemeyeceğini düşünüyorsa, öncelikle “uçağın düşürülmesi olayının objektif olarak inceleneceği uluslararası bir komisyon kurulması önerisini ve bunun sonucunda uçağın Suriye hava sahasında düşürüldüğü sabit bulunursa Rusya’dan özür dilmeyi kabul edeceğini” beyan edebilir.

Bu komisyon Rusya ve Türkiye dışında, iki ülkenin de kabul edeceği Kazakistan ya da Azerbaycan gibi bir “hakem ülke” üyelerinden oluşabilir.

Türkiye sonuçlarını kabul edeceğini uluslararası toplum önünde açıkça ilan edeceği böyle bir komisyon teklifinde ısrar ederse, Rusya da her şeye rağmen kabul etmezse bu durum zaten Ankara’nın elini güçlendirecektir.

Ve bu durumda “objektif gerçek arayışı” romantizminin yersiz olduğu, olaya “önyargı ve ön kabullerle bakıldığı” gerçeği ortaya çıkar ki, bu tutumu alan ülke uluslararası toplum nezdinde mahkum olur.

Ankara’dan yapılan açıklamalarda Moskova’nın talepleri yok sayılıp sürekli olaydan duyulan üzüntü ve ilişkilere verilen öneme atıf yapılarak “Gelin güzel günlere geri dönelim” denmesi, Moskova nezdinde hiçbir somut sonuç vermeyeceği gibi, sonuçlarını göze alarak çözüme gitme arzusunun gerçekliğini de sorgulanır hale getirecektir. 

Bu nedenle Ankara bugünden başlayarak sürekli “bağımsız inceleme komisyonu” tezini işlemelidir. 

Gerçi bu öneri krizin ilk günlerinde, henüz yaralar sıcakken Çavuşoğlu tarafından Lavrov’a yapıldı. Ama o günler, öfkenin hakim olduğu, Rusya Savunma Bakanlığı’nın Erdoğan’ın ailesini de doğrudan hedef alan çok sert açıklamalar  yaptığı, en kötü günlerdi. Bugün Rusya Büyükelçisinin Erdoğan’ın iftar davetine icabet ettiği daha iyi günlerdeyiz.

Ayrıca hayatta ne söylendiğinden daha önemlisi “kimin söylediği”dir. 

Erdoğan’ın çıkıp, “Bir komisyon kuralım, eğer bizim haksız olduğumuzu ortaya koyarsa açıkça Rusya’dan özür dileyeceğimize söz veriyorum” dediğini varsayın.

Bu cümle her yerde manşetlere çıkacak, Kremlin asla kayıtsız kalamayacaktır.

Bir komisyonda buluşulması bile, formal özre gidecek yolun ilk adımı, anahtarı olur.

Eğer komisyon “Rus uçağı Türk hava sahasını kısa süreli ihlal etmiş ama vurulduğunda Suriye hava sahasındaymış” derse, Ankara’nın açıkça özür dilemesi kendini yaralamaz, küçük düşürmez; aksine büyütür.

Eğer komisyon, savaş uçağının angajman kurallarını ihlal ettiğine ve Türk hava sahasında düşürüldüğüne kanaat getirirse bir adım daha atmak gerekebilir. 

Çünkü ne olursa olsun, nerede vurulmuş olursa olsun, Rus savaş uçağının “dost bilinen bir ülke tarafından, yok yere düşürüldüğü” inancı Rusya’da sürecek ve  Putin’in deyişiyle Rusya’nın “sırtımızdan bıçaklandık” ruh hali devam edecektir. 

Çünkü Rusya, “ne sebeple olursa olsun”, yakın zamana kadar stratejik ortaklık yolunda yürüdüğünü söylediği bir ülkenin savaş uçaklarının, uluslararası terörizme karşı yürütülen bir savaşta aktif rol alırken kendi savaş uçağını “emsaline sık rastlanan” kısa süreli bir ihlal yüzünden vurmasını kabullenmeye yanaşmaz.

Bu durumda komisyonun, Türkiye’nin tezinin “teknik olarak” doğru ya da yanlış olduğuna bakılmaksızın Ankara’nın aşağıdakine benzer bir ifadeyle özür dilemesi mümkündür ve “yaralayıcı” olmayacaktır:

“Her ne kadar Türkiye, ilan ettiği angajman kurallarına uymayıp hava sahasını ihlal eden yabancı ülke savaş uçaklarını vurma hakkını her zaman haiz olsa da, yaşanan olayda düşürülen uçağın komşumuz Rusya’ya ait olduğunun sonradan anlaşılmasından dolayı büyük üzüntü duyduğumuzu belirtir, hava sahası ihlalinin uçağın düşürülmesi ve pilotun hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmış olmasından dolayı özür beyan ederiz.”

Böyle bir adım, krizin ilk gününden beri aynı beyan ve beklentilerle kendini bağlamanın sıkıntısını yaşayan iki başkent için de düğümü çözebilir.

Bu aşamaya gelinebilirse zaten tazminat ödenmesi, tali bir konu olarak çok daha kolay aşılacaktır.

Biz diplomat değiliz. Siyasetçi hiç değiliz. Son çeyrek asırda Türkiye ile Rusya arasındaki iyi ilişkilerle var olan, aileler ve yeni hayatlar kuran, iki ülke insanının da, ekonomisinin de birbirine ne kadar ihtiyacı olduğunu bilen sıradan insanlarız.

“Yumuşak, sertten güçlüdür; su kayadan güçlü” diyen bilgenin sesine kulak veriyoruz.

Son adımlar, yumuşak sözler, şartlı da olsa işbirliği temennileri, zamanın yaraya kabuk olmaya başladığını ve somut adımlar için zeminin oluşmakta olduğunu gösteriyor.

Derinleşmeye meyyal düşmanlıklar, yeniden filizlene önyargılar, bölünen aileler, iflasa giden şirketler, kabaran faturalar, yol yakın iken zararının neresinden dönsek kar olacağını söylüyor.. 

İki tarafta da ateşe körükle gidenleri susturup, ateşe su dökenlere yol açma zamanı...

Erdoğan’ın “uluslararası komisyon kurulması teklifini ve sonucunu her durumda kabul ederek gerekirse özür dileyeceğini” beyan etmesi, yazdığı mektuptan çok daha etkili olacaktır.

“Temenni terennümü” yetmez, “cesaret” zamanı... 

16.6.2016
 

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Hayatınız ve işiniz için 2023'e kıyasla genel 2024 beklentiniz nedir?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама