Putin, 'Put out' mı?
![]()
Birleşik Rusya'nın yüzde 50'lerin biraz üstünde alacağı tahmain edilen oy yüzdesinin dahi kamuoyunda, 'iktidara halkın güvenin azalması' olarak algılanacağı konuşulurken, beklenenden de düşük çıkan değerler, sorunların artık halının altına süpürmekle gözlerden kaçırılamayacağını gösteriyor.
Sonuçlar, özellikle büyük şehir ve merkezlerde, iktidarın ciddi oy kaybını işaret ediyor. Halkın iktidarın karşısına geçecek belirli bir isimde mutabık olmamasına karşın, tamamen de kararsız olmadığı ve muhalefet görevini Komünist Parti, Adaletli Rusya ve Liberal Demokrat Parti'ye paylaştırdığı görülüyor.
Ulusal değerlerden kaynaklanan gelirlerin paylaşımında adaletsizlik olduğu duygusu, sanayiye ne yeni ne de yenileme şeklinde yeterince yatırım yapılıp üretimin ve istihdamın arttırılmaması, üstüne üstlük gittikçe de ulusal sanayinin yabancı sermayenin kontrolüne geçmesi, yurtdışına kaçan sermayenin ulaştığı boyut, eskimiş ve günü kurtarmak için yapılan makyaja yönelik harcamalarla kurtarılamayacak hale gelmiş altyapı, somut sonucu görülmeyen harcama kalemlerinin her gün daha da çok şişmesi ve en önemlisi de belirli oligarkların günden güne artan varlıklarının, halkın siyasi parti tercihlerini belirlemesinde etkili olduğu görülüyor.
Geçtiğimiz yıllarda artan 'enerji' fiyatlarının etkisi, petrol ihracatçısı Rusya'nın yalancı bahar'lar yaşamasına neden oluyordu ama global kriz ve dünya devletlerinin ekonomilerindeki daralma, artık Rusya'yı da ciddi şekilde etkilemeye başlayınca memnuniyetsizlik de doğal olarak arttı.
Aslında gittikçe artan tepkileri, 'internet' üzerinde uzun süredir görmek olasıydı. Ekonomik sıkıntıların ortak dertler etrafında birleştirdiği insanlar, her türlü forumlarda bu sıkıntılarını haykırıyorlardı ama sanırım ciddiye alınmaları için seçim sonuçlarının görülmesi gerekiyordu.
İşlevsiz kalan ve kapanan sanayi şirketlerinin yanısıra küçük ve orta sanayinin de rekabete dayanıp ayakları üzerinde duracak gücünün olmaması, ayrıca uluslararası pazarlama ağları arasında kaybolup giden küçük tüccarların bir de vergiler ile gittikçe ezilmesi, nüfus artışının tüm teşviklere rağmen bir türlü sağlanamaması ve sağlıklı bir göçmen politikasının da uygulanamaması, Rus halkının iktidara gittikçe daha da olumsuz bakmasına neden oluyordu.
Öte taraftan da artık dünyadaki soğuk savaşların internet üzerinden yaşandığı gerçeğinden yola çıkarsak, sanal alemde olumsuzlukların çığ gibi büyüyerek yayılmasının özellikle Kafkaslarda etkin olmaya çalışan, Ukrayna ve Gürcistan'ı NATO'ya taşımaya çalışarak yeni yengiler peşinde olan bir Amerika'nın çabası ile olduğu gerçeğini de gözden kaçırmamak gerekir.
Sonuç olarak iç politikada yaşanan sorunların ulusal güvenliği de tehlikeye atacak şekilde muhalefet tarafından ortaya konulması yerine, Amerika'nın orantısız güç kullanacak tek ekonomik güç olmasının önündeki en güçlü denge unsurlarından Rusya'nın, halkının menfaatleri doğrultusunda yapacağı teknolojik, artı değeri yüksek yatırımlar ve akıllı göçmen politikası ile yaşlanan Avrupa'nın yerini almasının amaçlanması muhtemelen en akıllı strateji olacaktır.
Halk tarafından da kabul gören, doğru yönlendirilen adil harcamalar sonucundaki yatırımlar, Rusya'nın geleceğini şekillendirecektir.
Ne olursa olsun bu seçimde kaybetmiş gibi görünse de, 2012 Mart'ında yapılacak Devlet Başkanlığı seçimi, eğer bir sürpriz olmazsa yine de Putin'in zaferi ile sonuçlanacak gibi görünüyor.
6.12.2011
Реклама