Newsweek mercek altına aldı: "Rusya'nın yeni politik kozu, nükleer santral anlaşmaları"
![]()
Newsweek dergisinde yer alan yazıda Rusya'nın nükleer santral anlaşmalarıyla politik bir hedef güttüğü, ülkeler üzerindeki siyasal etkinliğini arttırmayı amaçladığı savunuluyor. Yazıda, bu ülkenin bu alana yalnızca ekonomik kazanç açısından değil, siyasal etkinlik açısından da yaklaştığı savunuluyor ve "bu konuda büyük bir stratejiye sahip olduğu" belirtiliyor. Analize göre Rusya; AB ülkeleri, Orta Doğu ve Uzak Doğu'daki etkisini güçlendireceğini bildiği için, bu anlaşmalarda düşük fiyatlara razı oluyor.
Macaristan, Bulgaristan, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, İran, Türkiye, Ürdün, Mısır, Hindistan, Bangladeş, Vietnam ve Arjantin ile yapılan anlaşmalar bu ülkeleri öncelikle Rusya'nın sağlayacağı nükleer yakıta onyıllar boyunca bağımlı hale getiriyor.
Listedeki AB üyesi ülkelerle Ukrayna, elektrik enerjisi ihtiyaçlarının yüzde 42'sini nükleer enerjiden sağlıyor ve bu ülkelerin nükleer santralleri, Rusya'nın sağlayacağı yakıta bağımlı durumda.
Küresel istihbarat firması Stratfor'un Avrusya analisti Lili Bayer, Macaristan ile yapılan 10 yıl süreli anlaşmanın, Avrupa'yı enerjide Rusya'ya bağımlı kılma stratejisinin açık bir örneği olduğunu savunuyor. Rusya anlaşma çerçevesinde Macaristan'a 10 milyar dolar kredi sağlıyor ve Bayer'e göre bu durum, "borcun geri ödenmesine kadar geçecek süre için Kremlin'e, Macaristan üzerinde kullanabileceği bir baskı aracı kazandırmış oluyor."
Carnegie Moscow Center analisti Pyotr Topiçkanov nükleer anlaşmaları yapan Rosatom'un "büyük bir stratejisinin bulunduğunu ve bu stratejinin de Rusya Hükümetince desteklendiğini" ifade ediyor.
Topiçkanov'a göre Rosatom'un Orta Doğu ve Uzak Doğu'da yaptığı nükleer santral anlaşmalarıyla da benzer siyasal hedefler gözetiliyor. Topiçkanov'a göre Rusya, siyasal hedefleri bulunduğu için, partnerlerine çok elverişli finansal imkanlar sağlıyor. Eğer bu ülkelerle ilişkiler bozulursa ve Rusya nükleer yakıt vermeyi keserse, bu ülkelerin alternatif kaynaklar bulmakta çok zorlanacaklarını biliyor. Bu durum da ilişkilerde gelecekte sorun çıkması olasılığını peşinen düşürüyor. Topiçkanov bunun, Rusya hükümetince desteklenen "büyük bir strateji olduğunu" ifade ediyor.
Nükleer uzmanlardan John Large da Rusya'nın doğalgazdan sonra nükleer enerji alanında da Avrupa'yı kendisine bağımlı hale getirme stratejisine dikkat çekiyor. Putin'in, gazdan sonra "nükleer vananın" da başında olması halinde bunun uzun vadede kalıcı ve olumsuz sonuçlarının olacağını savunuyor.
30.4.2015
Реклама