Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
YAZARLAR

Türk-Rus ilişkilerini çekip “çeviren” mütevazı kahramanlarımız…

Aynı gün iki güzel haber vitrine çıktı:  Yaşayan en ünlü Rus yazarlardan Larisa Vasileva‘nın "Kremlin Kadınları" kitabının tanıtımı, bizzat yazarın katılımıyla İstanbul'da yapıldı. Boris Pasternak’ın ölmüsüz eseri “Doktor Jivago”nun Rusça orijinalinden yapılan ilk çevirisinin ikinci baskısı yapıldı.

Bizim mutluluğumuz katmerli: Zira hem Rusya-Türkiye hattında kültür-sanat namına yapılan her şey çok değerli; hem de her iki kitabın çevirisini yapanlar, yakından tanıdığımız, emeklerini hep takdir ettiğimiz çok değerli dostlarımız. 

“Kremlin Kadınları”nı Fatma-Serdar Arıkan çifti, “Doktor Jivago”yu Hülya Arslan çevirdi Türkçeye...

Devr-i Sovyette Leningrad’ta üniversite okuyup bu toprakların sadece dilini değil, kültürünü, ruhunu kavramış Arıkan’ların edebiyatımıza bu ilk katkıları değil. Sonuncusu olmayacağına da canı gönülden inanıyoruz. Daha önce Dostoyevski’nin “Beyaz Geceler”i dahil, Rusça orijinalinden yaptıkları çevirilerle çok değerli işlere imza attılar.

Hülya Arslan yıllarca Rusya’da iş hayatından akademik yaşama, mücadele ettiği her cepheden zaferle çıkıp, sonra İstanbul’da Rusça bilen genç üniversiteliler yetiştirmeye kendini adayıp, çevirinin derin sularında da başarıyla kulaç atmaya başladı.  

Hem Fatma-Serdar Arıkan çiftini, hem Hülya Arslan’ı yakından tanıma şansına kavuşmuş biri olarak, onlarda beni en çok etkileyen şeyin ne olduğunu sizinle paylaşmak isterim. Çünkü bundan hepimize çıkacak dersler var:

Bence üçü de hayatta “önemli” olmak ile “değerli” olmak arasındaki ayrımı doğru anlamış insanlar... “Ehem” ile “mühim”in farkını kavramış insanlar... Ne vitrine çıkma dertleri var, ne bulundukları ortamlarda “çok önemli” insan muamelesi görme kaygıları... Başkaları seyrediyor diye değil, kendileri için dans eden insanların olgunluğu, hazmı, duruluğu var onlarda...

Ne yaptıkları işlerden bizi haberdar etmeyi akıl ediyorlar, ne “Aman bunu haber yap” diye rica ediyorlar, ne sağda solda “Bak biz bunu yaptık” diye şişiniyorlar... Oysa hayatta doğru dürüst bir şey yapmayıp kasım kasım kasılan pek çok insanın yanında onlar hayatlarını anlamlı kılan, ölümsüz çevirilere, eserlere imza atarak övgüyü de, alkışı da fazlasıyla hak eden insanlar...

Ama işte yaptıkları işlerle, üretme sürecinin keyfiyle o kadar kendilerinden geçmişler ki, her işlerinde “stajyer” coşkusuyla, ilk günkü heyecanla çalışmaya, uğraşmaya ve her kitabın sonunda huzurlu yorgunlukların tadını çıkarmaya devam ediyorlar.

Onları, yaptıkları işleri, biraz uzaktan imrenerek, bazen kıskanarak ama hep takdir edip alkışlayarak izliyorum. Ve onların hiç kimseden alkış beklemeden, kendileri yaptıkları işlerle mutlu, mesut çizgilerinden sapmadan yürümelerine hep gıpta ediyorum. 

Belki bazen yorgun gecelerde ne madden ne de manen, bu emeğin karşılığını almadıkları duygusuyla hayal kırıklığının eşiğini aşındırdıkları oluyordur. Ama inanın, verdikleri büyük emek yabana atılacak gibi değil...  Onlar Türkiye-Rusya arasında kalıcı köprülerin taşlarını döşeyen emekçiler. Bunu anlayan anlıyor. Anlamayanı da onların çok dert ettiklerini sanmam...

SUAT TAŞPINAR


Fotoğrafta soldan sağa: Fatma Arıkan...SerdarArıkan (Gorbaçov'un tercümanlığını yaparken), Hülya Arslan

20.9.2015 

     
 

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Hayatınız ve işiniz için 2023'e kıyasla genel 2024 beklentiniz nedir?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама